ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz ay Washington’da gerçekleştirilen rutin bir ileri düzey görüntüleme (MRI) taramasının sonuçlarıyla ilgili sorulan sorulara kaba ve aşağılayıcı bir dille yanıt verdi. “Sonuçlar mükemmeldi, tıpkı beni azlettikleri telefon görüşmesi gibi,” diye açıklamasının ardından gazetecileri hedef alarak hakaretler savurdu.


Geçen Pazar akşamı, eşi Melania ile birlikte Air Force One’da Beyaz Saray’a dönen Trump, Minnesota Valisi Tim Walz’ın “MRI sonuçlarının kamuoyuna açıklanması” talebine yanıt verirken, basın mensuplarının sorularını bir dizi agresif retorik ile karşıladı.
Walz’ın şeffaflık çağrısına bir muhabirin “Vali Walz’ın şeffaflık çağrısına yanıtınız nedir?” sorusunu yöneltmesiyle Trump şöyle cevap verdi: “Sonuçlar mükemmeldi. Tıpkı beni azlettikleri o telefon görüşmem gibi. Kesinlikle mükemmeldi. Yayınlanmasını istiyorsanız, yayınlarım.” Bu açıklama, 2019’da Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile yaptığı ve azil sürecine yol açan telefon görüşmesine gönderme yapması nedeniyle hemen gündeme geldi.
CBS News muhabiri Weija Jiang, MRI’ın hangi bölgeye çekildiğini sorunca Trump, “Hiçbir fikrim yok. Sadece MRI çekildi. Beyin değildi çünkü bilişsel test yaptım ve tam puan aldım. Senin asla yapamayacağın bir şey.” diyerek Jiang’ı doğrudan işaret etti. Ardından “Herkese iyi geceler” diyerek toplantıyı sonlandırdı ve başka bir kadın muhabire “Sen de” diye cevap verdi.
Bu tutum, Trump’ın daha önceki basın toplantılarında da benzer şekilde kişisel saldırılar düzenlediği şüphesiz bir örnek oluşturdu. CBS’nin Beyaz Saray baş muhabiri Nancy Cordes’a, “Sen aptal mısın? Aptal bir insan mısın? Sorularını da bu yüzden soruyorsun çünkü aptalsın.” şeklinde yanıt vermesi, medya çevrelerinde geniş yankı uyandırdı.
New York Times muhabiri Katie Rogers da “çirkin” olarak nitelendirildi ve Trump, Truth Social üzerinden “Bu ucuz gazete halkın düşmanıdır” diyerek Rogers’ı aşağılayıcı bir dille eleştirdi.
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Ekim sonunda Trump’ın Walter Reed Ulusal Askeri Tıp Merkezi’nde rutin bir sağlık kontrolü kapsamında “ileri düzey görüntüleme” yaptırdığını ve sonuçların “olağanüstü sağlıklı” olduğunu duyurdu. Ancak Leavitt, MRI’ın hangi bölgeye çekildiği sorusuna net bir yanıt vermekten kaçındı. Kasım ortasında aynı soruya tekrar yanıt istendiğinde de açıklama yine belirsiz kaldı.
Walz’ın, sosyal medyada Trump’ı “ciddi derecede geri zekâlı” olarak nitelemesinin ardından, Trump’ın bu eleştiriye şiddetli bir karşılık vermesi yeni bir gerilim dalgası yarattı. Trump, “Kesinlikle. Bununla ilgili bir sorun mu var? Bana sorarsanız Walz’da bir sıkıntı var.” diyerek eleştiriyi onayladı ve Minnesota’ya “yüzbinlerce Somalili göçmeni alarak masum insanları tehlikeye attığını” iddia etti.
Walz ise karşılık olarak “MRI sonuçlarını açıklayın” diyerek Trump’ın sağlık durumunu doğrudan sorguladı ve Meet the Press programında Trump’ın “fiziksel olarak zayıfladığını” belirtti.
Trump’ın bu agresif tutumu, hem iç hem dış muhalefette güçlü tepkilere yol açtı. Demokratik Parti liderleri, başkanın basın özgürlüğüne yönelik bu tavırlarını “demokrasiye saldırı” olarak nitelendirirken, bazı Cumhuriyetçi milletvekilleri ise Trump’ın “sağlık durumuna dair sorulara açıklık getirme” hakkını savundu. Uluslararası basın örgütleri ise “basın mensuplarına yönelik hakaretler, bir cumhurbaşkanının sorumluluğunu aşmaktadır” şeklinde ortak bir açıklama yayımladı.
Uzmanlar, bir devlet başkanının sağlık durumuna dair şeffaflık eksikliğinin hem iç politika hem de dış ilişkilerde güven krizine yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Özellikle 2024 seçimleri öncesi bu tür açıklamaların, seçmen güveni üzerinde olumsuz etkileri olabileceği belirtiliyor.
Trump’ın MRI sonuçları hâlâ gizli tutulurken, muhalefet ve sağlık otoriteleri, bağlantılı tüm belgelerin kamuoyu ile paylaşılması talebinde bulunuyor. Bu durum, önümüzdeki haftalarda Beyaz Saray içinde ve dışında yeni tartışma başlıkları yaratması bekleniyor.