Trump, Florida’da düzenlenen özel bir oturumda Ukrayna ve ABD heyetleriyle bir araya gelerek, müzakerelerin “iyi gittiğini” vurguladı. Başkan, uçakta gazetecilere verdiği yanıtları şöyle özetledi: “Ukrayna’nın bazı küçük ama zor sorunları var, bizim de kendi zorluklarımız mevcut, ancak Rusya’nın da bu savaşı sona erdirmek istediğine inanıyorum. Bir anlaşmaya varma şansımız çok yüksek.”

Bu görüşmeler, iki gün önce Florida’nın Palm Beach bölgesinde gerçekleşen kapalı kapı toplantısının ardından düzenlendi. Toplantıya Ukrayna’nın dışişleri bakanı Dmytro Kuleba, ABD’nin ulusal güvenlik danışmanı ve NATO temsilcileri de katıldı. Trump’ın “her iki tarafın da esnek ve yapıcı bir tavır sergilemesi” gerektiğini vurgulaması, diplomatik çabaların hız kazanmasına zemin hazırladı.
Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ise, bu hafta Rusya’nın başkenti Moskova’ya giderek doğrudan müzakere sürecine dahil olacağını belirtti. Trump, Witkoff’un sorusuna “Savaş bitene kadar son tarihim var; umarım bu tarih yakında gelir” yanıtını verdi. Bu açıklama, Rusya’nın da barış masasına daha istekli yaklaşabileceği spekülasyonlarını güçlendirdi.
Uluslararası alanda ise AB ve NATO yetkilileri, Trump’ın “yüksek umutlu” ifadesini temkinli bir memnuniyetle karşıladı. Avrupa Birliği Bakanı, “Barış süreci ilerliyor, fakat somut adımların ve güvenlik garantilerinin hâlâ netleştirilmesi gerekiyor” dedi. Öte yandan Rusya’nın dış politikası uzmanları, Trump’ın sözlerini “politik bir manevra” olarak yorumlayarak, gerçek bir anlaşmanın koşullarının hâlâ belirsiz olduğunu belirtti.
Gelecek haftalarda yapılacak olan Rusya‑Ukrayna doğrudan görüşmelerinin sonuçları, Trump’ın “son tarih” ifadesinin ne kadar gerçekçi olduğunu ortaya koyacak. Eğer başarılı bir antlaşma sağlanırsa, bu sadece bölgesel istikrarı değil, aynı zamanda ABD‑Rusya ilişkilerinin yeniden şekillenmesini de tetikleyebilir.