Programda Tuğana Akyürek “Medyada hâlâ zayıf kadın figürleri öne çıkarılıyor, bu zihniyet mutlaka değişmeli” diyerek sorunun sadece bir moda trendi olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir sorun olduğunu belirtti. Zayıflığın bir güzellik ölçütü olarak sunulması, özellikle genç kadınların özsaygısını erozyona uğratıyor.

Akyürek, sosyal medyada filtre kullanımının yaygınlaşmasıyla bireylerin “kendi gerçekliğinden uzaklaştığını” söyledi. “İnsanlar fotoğraflara filtre koymaktan kendi gerçekliğini unutuyor” sözleri, dijital platformların beden algısını nasıl çarpıttığını gözler önüne seriyor. Bu durum, özellikle ergenlik dönemindeki gençlerin kendilerini ideal bir imajla kıyaslamasına yol açıyor.
Tuğana Akyürek, ergenlikteki gençlerin ciltlerinin doğal güzelliğini fark etmediklerini, sürekli dışsal onay aradıklarını vurguladı. “Ergenlikteki gençler ciltlerinin ne kadar güzel olduğunun farkında değil” diyerek, eğitim ve farkındalık programlarının önemine işaret etti. Her yaşın kendine özgü bir güzelliği olduğuna dikkat çeken Akyürek, bu algının toplumsal dayatmalara karşı korunması gerektiğini belirtti.
“Moda insanın kendine yakışanı giymesidir” diyerek moda anlayışının bireyselleşmesi gerektiğini savunan Akyürek, mevcut moda akımlarının çoğunun popüler kültürün dayattığı kalıplara hizmet ettiğini eleştirdi. “Popüler kültür bizi modanın kölesi haline getirdi” sözleri, tüketim odaklı moda endüstrisinin bireylerin özgün kimliğinden uzaklaştırdığını ortaya koyuyor.
Son olarak, kilo üzerinden yorum yapmanın insan hakları çerçevesinde kabul edilemez olduğunu belirten Akyürek, “Bir insana kilosuyla ilgili yorum yapmak kimsenin hakkı değil” diyerek toplumsal duyarlılığın artırılması gerektiğini vurguladı.