Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Doha Forum 2025’te “Şok Dalgaları ve Güvenlik Ağları: Kesinti Çağında Ticareti Yeniden Düşünmek” panelinde, “Şimdi asıl konu, tüm bu kazanımları kalıcı hâle getirecek yapısal dönüşümüdür.” diyerek açıklamalarda bulundu. Şimşek, 1,6 trilyon dolar büyüklüğündeki Türkiye ekonomisinin son dönemde elde ettiği olumlu sonuçları hatırlattı. Bütçe açığının %3 seviyesine gerilemesi ve borç stokunun GSYİH’nın %24’e düşmesi, mali disiplinin bir göstergesi olarak vurgulandı.

Şimşek, son 2,5 yılda brüt rezervlerin 120 milyar dolar arttığını ve kur korumalı mevduatların 140 milyar dolar azaldığını belirterek, rezervlerin güçlendiğine işaret etti. Enflasyonun %70’lerin ortasından %31’e gerilemesi ve işsizliğin tek haneli rakamlara düşmesi, makroekonomik istikrarın sinyallerini oluşturdu.
Şimşek, dış ticaretin %80‑85’inin kural‑bazlı bir çerçevede yürüdüğünü, ihracatın %62’sinin serbest ticaret anlaşması ülkelerine yöneldiğini vurguladı. Türkiye’nin hizmet ihracatında dünya ilk 20 içinde yer aldığını hatırlatan bakan, “Bölgesel entegrasyon, küresel ticaretteki parçalanmanın panzehiridir.” diyerek, Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleriyle yeni bir serbest ticaret anlaşması hedefiyle yüksek hızlı demiryolu ve otoyol projelerinden bahsetti. Bu projeler sayesinde bölgeyi Pekin ve Londra’ya bağlamayı, dijital hizmet ihracatının merkezine dönüştürmeyi amaçladıklarını belirtti.
ABD‑Çin tarifeleri ve diğer gümrük engellerinin dolaylı etkileri konusunda uyarıda bulunan Şimşek, “Biz tarifelerden çok tarifelerin dolaylı etkilerinden ve tarifeler dışındaki engellerden endişeliyiz.” sözleriyle, risk yönetiminin önemine işaret etti. Çin ile yapıcı diyalog sürdürülmesi gerektiğini vurgulayan bakan, Türkiye’nin dünyanın 14. büyük üretim üssü olduğunu hatırlatarak, emek yoğun sektörlerdeki coğrafi değişimlere uyum sağlanması gerektiğini belirtti.
Şimşek, demografik dönüşümün işgücü açısından küresel ekonominin lehine olmayacağını, birçok ülkenin yüksek borçlulukla mücadele ettiğini hatırlattı. “Geriye kalan en gerçekçi yol, verimliliği artırmak ve kaynakları daha üretken alanlara yönlendirmektir.” diyerek, teknoloji ve akıllı maliye politikalarının önemine değindi. Lojistik yatırımları, akıllı maliye politikaları ve hızlı çözümlerle yapılandırılmış bir ekonomi modeli, uzun vadeli refahın anahtarı olarak sunuldu.
Bu kapsamda, Türkiye’nin 2026 hedefi sadece sayısal büyüme rakamlarıyla sınırlı kalmayıp, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomik dönüşüm vizyonunu da içeriyor. Şimşek, bu reformların hayata geçirilmesiyle birlikte, Türkiye’nin bölgesel bir ticaret hub’ı ve dijital hizmetler merkezi haline gelmesi için kritik bir dönemece gireceğini ifade etti.