Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) ile UN Global Compact Türkiye iş birliğinde düzenlenen 11. Sürdürülebilir Finans Forumu’nu İstanbul Finans Merkezi VakıfBank Konferans Salonu’nda “İklim ve Kalkınma Hedeflerine Uyumlu Finans” temasıyla açtı. Katılımcılar arasında yerli ve yabancı bankalar, yatırım fonları, kamu kurumları ve akademisyenler bulunuyordu.


Konuşmasında “Çevre ve iklimle uyumlu ilerleyen bir kalkınma anlayışı, uzun vadede verimliliği ve kaynakların doğru kullanımını da beraberinde getirecektir.” diyerek yeşil finansın stratejik önemi üzerinde durdu. Çelik, sürdürülebilirliğin artık tüm politika alanlarının ortak paydası olduğunu ve bakanlığın bu dönüşümde lider bir rol üstlenmek istediğini belirtti.
Sürdürülebilir Finans Dairesi kurulumu sayesinde bakanlık, yeşil tahvil, karbon piyasası ve iklim risk analizi gibi konularda daha koordineli bir yapı oluşturacak.
Makroekonomik göstergelere baktığımızda, Türkiye ekonomisi 2024 yılında %3,3 büyümeyi, 2025’in ilk üç çeyreğinde %3,7 büyümeyi kaydetti. Kişi başına milli gelir 15 bin doların üzerine çıkarak sürdürülebilir refah seviyesine yaklaştı.
Mali disiplinin korunması ve fiyat istikrarının tesis edilmesi hedefiyle, bütçe açığının milli gelire oranının %4,7’den %3,6’ya gerilemesi planlanıyor. Bu, deprem harcamalarının etkisine rağmen sağlanan bir başarı olarak öne çıktı.
Toplam dış borçluluk, gelişmekte olan ülkeler ortalamasının altında seyrediyor. Çelik, “Borç oranları, dış şoklara karşı bir tampon görevi görüyor ve finansal kırılganlığı azaltıyor.” şeklinde yorum yaptı.
Dış Finansman ve Paris Anlaşması çerçevesinde, 2025 yılı içinde bakanlık aracılığıyla sağlanan dış finansmanın 15 milyar doları aşması hedefleniyor. Bu kaynakların iklim amaçlarıyla uyumlu olması, Türkiye’nin Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynayacak.
Ülkenin iklim yatırım fonları, çelik, çimento, alüminyum ve gübre sektörlerini kapsayan bir “karbonsuzlaştırma” programı kapsamında 250 milyon dolara kadar imtiyazlı iklim finansmanına erişecek. EBRD, Dünya Bankası, IFC ve Asya Kalkınma Bankası iş birliğiyle toplamda yaklaşık 1 milyar dolar yatırımın hayata geçirilmesi planlanıyor.
Yeşil tahvil ihracı sayesinde 2,5 milyar dolar temiz ulaşım, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, sürdürülebilir su ve atık su yönetimi gibi projelere yönlendirildi. Bakan Çelik, bu tür tahvil ihraçlarının devam edeceğini vurguladı.
Ulusal Yeşil Finans Stratejisi ve Eylem Planı, şeffaf, ölçülebilir bir ekosistem oluşturmayı, kurumsal kapasiteyi ve beşeri sermayeyi güçlendirmeyi ve yeşil finansın gelişimini destekleyecek piyasa mekanizmalarını kurmayı amaçlıyor.
COP31 hazırlıkları kapsamında Avustralya ile yapılacak iş birliği, iklim finansmanının çeşitlendirilmesi ve yeni teknolojilerin entegrasyonu üzerine odaklanacak. Çelik, “Yeşil finans, Türkiye’nin ekonomik büyümesini sürdürülebilir bir temele oturtmanın en etkili yolu.” diyerek vizyonunu netleştirdi.
SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ediz Günsel, 2053 Net Sıfır hedefi doğrultusunda 650 milyar dolar civarında yeşil dönüşüm finansmanı ihtiyacı olduğunu belirtti. “Küresel karbon piyasaları %160’tan fazla büyüyor, yeşil tahviller 2025’te 1,2 trilyon dolara ulaşacak.” şeklinde bir öngörüde bulundu.
UN Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Haluk Kayabaşı, mevcut politikalarla dünya ortalama 3 °C ısınma riskinin altında kalınabildiğini, ancak güvenli bir gelecek için 1,5 °C sınırının kritik olduğunu vurguladı.
Forumda “Geçişin Finansmanı: Riskten Fırsata Dönüşüm” ve “SKA Yatırımları – Amaçtan Etkiye” gibi panellerle iklim dostu yatırım akışları, geçiş finansmanı, sosyal etki yatırımları, karbon piyasaları, yeşil tahviller ve dijitalleşme konuları detaylı bir şekilde ele alındı.