Han Yunus’un Mevasi bölgesinde, yıkılmış spor tesislerinin kalıntıları arasında eski basketbolcular bir basketbol potası bulup çadırların arasına kurdukları saha, bölgedeki çocuklar için bir kaçış noktası hâline geldi.

İsrail ordusunun iki yıl süren “kırım” politikası çerçevesinde 894 Filistinli sporcu yaşamını yitirirken, 292 spor tesisi de kullanılmaz hâle geldi. Bu yıkımın içinde hayatta kalmayı başaran sporcular, tutkularını ve birikimlerini çocuklara aktarmak için çadırların arasında bir araya geldi.
Han Yunus Hizmet Kulübü’nün 64 yaşındaki eski oyuncusu Atıf el‑Bettar, “20‑25 yılımı basketbola adadım, ama iki yıldır oynamadım” diyerek, enkaz altında bulduğu potayı “çocuklara bir nefes” olarak tanımladı.
“Biz basketbol oynamak ve psikolojik olarak rahatlamak istiyoruz. Ama burada çadırların arasında değil, kulüplerde, salonlarda oynamak istiyoruz.” şeklindeki sözleri, bölgedeki spor altyapısının yokluğunun ne kadar derin bir yara olduğunu gözler önüne seriyor.
Cihad Şirafi, “Bu çocukların yeteneği var, gelecekleri var ve Filistin’i dünyada temsil edebilecekler” diyerek, genç neslin spora olan ilgisini ve potansiyelini vurguladı. Şirafi, sahayı “araçların geçtiği bir yol üzerinde ve çadırların arasında” kurduklarını belirterek, koşulların zorluğunu kabul etti fakat umudun azmadığını söyledi.
“Büyük bir yıkıma, açlığa ve kırıma maruz kalmış bir halk olarak bize forma, ayakkabı, basket topu, pota ve saha yardımı yapılmasını istiyoruz.” diyerek uluslararası yardıma seslendi.
Geçici sahada oynayan Faris Munir Ayyadi, “Büyük bir basketbolcu olma hayalim vardı. Televizyonda hep basketbolcuları izlerdim” diyerek, savaşın gençlerin hayallerini nasıl çökerttiğini anlattı. Ayyadi, “Formalarımız ve ayakkabılarımız yok, çadırların arasında çıplak ayakla kumlar üstünde oynuyoruz” diyerek, yaşadıkları zorlu koşulları gözler önüne serdi.
Bu sahada, çocuklar sadece topa dokunmakla kalmıyor; aynı zamanda savaşın getirdiği travmadan kurtulmak için bir psikolojik terapi de buluyorlar. Spor, onların en zor anlarında bile bir umut ışığı hâline geliyor.
Mevasi’deki bu geçici sahayı görmek, bölgedeki insanlara ve dünyaya, savaşın içinde bile sporun birleştirici gücünü hatırlatıyor. Yardım kuruluşları, spor ekipmanları ve uluslararası toplulukların desteği, bu çocukların gelecekte daha güvenli bir zeminde oynamasını sağlayabilir.
Bu hikâye, savaşın gölgesinde bile insan ruhunun direncini ve sporu bir umut köprüsü olarak kullanan Gazze halkının azmini gözler önüne seriyor.