Now Bomonti’nin kurucusu Şükrü Tamer Başyazıcıoğlu, ofis anlayışındaki dönüşümü şöyle özetliyor: “Geleceğin ofisleri, çalışanların gitmek zorunda olduğu değil, gitmek istediği yerler olmak zorunda.” Bu vizyon, sadece bir çalışma ortamı değil, aynı zamanda sosyal bir yaşam platformu yaratma hedefiyle şekilleniyor.

COVID‑19 pandemisi, iş dünyasında kalıcı bir hibrit çalışma modeli ortaya çıkardı. Türkiye’de ticari gayrimenkul sektörü, son beş yılda dijitalleşme, esnek çalışma saatleri ve “çalışırken sosyalleşme” ihtiyacının artışıyla büyük bir dönüşüm sürecine girdi. Klasik tek katlı ofis blokları, artık çok yönlü, deneyim odaklı mekanlara evrilmek zorunda.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 2024’ün üçüncü çeyreğinde ticari gayrimenkul fiyatları %30 artmış olsa da, reel değer %2,4 düşüş gösterdi; İstanbul’da bu kayıp %4,5 seviyesine ulaştı. Uzmanlar, fiyat artışının büyük ölçüde lokasyon ve marka değeri üzerine odaklandığını, fakat kullanıcı deneyimi ve topluluk oluşturma kapasitesinin artık fiyat belirleyici faktörler olduğunu belirtiyor.
İstanbul’da A‑sınıf ofislere talep, tek işlevli plazalardan ziyade karma kullanım projelerine kayıyor. Bu projeler, ofis alanlarının altında restoran, kafe, spor salonu ve kültür galerileri gibi sosyal hizmetleri barındırıyor. Now Bomonti, tarihî dokuyu modern altyapıyla birleştiren ve ana ulaşım arterlerine yakın konumuyla bu trendin öncüsü olarak öne çıkıyor.
Başyazıcıoğlu, “Projede yer alan spor salonu, restoranlar ve galerilerle kullanıcıların farklı deneyimler yaşamasını amaçladık” diyerek, tasarımın “şehrin enerjik yapısını yansıtması” gerektiğini vurguluyor. Bu yaklaşım, Now Bomonti’nin uluslararası tasarım ödülleri kazanmasını da beraberinde getirdi.
Yüksek doluluk oranı ve olumlu geri dönüşler sonrasında Başyazıcıoğlu Holding, “Now” markasını hem Türkiye’nin gelişen ticaret bölgelerine hem de yurtdışına taşıma hedefiyle hareket ediyor. Yeni projelerde, yerel kültürleri modern bir anlayışla harmanlayarak kalite standartlarını korumak öncelik.
“İş dünyasının demografisi değişti. Expat’ların yanına dijital göçebeler eklendi. Bu yeni nesil çalışanlar için ofis, şehrin ruhunun hissedildiği, sosyal yaşamla iç içe bir alan olmalı” diyen Başyazıcıoğlu, modüler ve esnek tasarım yaklaşımını yurtdışı projelerine taşıyarak “yerel deneyimle modern iş hayatını birleştiren küresel bir marka” oluşturmayı amaçlıyor.
Ticari gayrimenkulün yeni dönemi, kullanıcı deneyimine odaklanan, esnek ve sosyal yaşamı destekleyen projelerin öncelikli hâle gelmesiyle şekillenecek. Yatırımcılar ve şirketler, bu tür projeleri tercih ettikçe, sektör içinde “gitmek istenen yer” kavramı standart hâle gelecek.