“Evliliğini erteleyen gençlerimizin ertelememeleri için böyle bir mekanizma oluşturmuş durumdayız.” diye konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ocak ayından itibaren 18‑25 yaş grubundaki çiftlere 250 bin TL destek sağlanacağını açıkladı. Aynı zamanda 26‑29 yaş arasındaki gençlere 200 bin TL destek verileceği belirtildi. Bu farklılaştırılmış tutarlar, 20‑25 yaş arasındaki evlilik oranının yükseltilmesinin nüfus sorununu çözmekte kritik olduğu değerlendirmesine dayanıyor.

Yılmaz, 2001 yılında 2,38 olan doğurganlık hızının 2024 yılına gelindiğinde 1,48 seviyesine gerilediğini vurguladı. Avrupa ortalamalarının hâlâ 2,1 civarında olması, Türkiye’nin nüfusunun “kritik eşik” altında kalmasına yol açıyor. Bu eşik aşılmadığı sürece nüfus duraklama ya da gerileme riski taşıyor. 2050 ve 2100 projeksiyonları ise mevcut eğilim devam ederse Türkiye’nin nüfusunun önemli ölçüde azalma eğiliminde olacağını gösteriyor.
Destek paketi, sadece nakdi yardım değil; aynı zamanda ev eşyası indirimleri, kira yardımları ve vergi avantajları gibi yan hakları da kapsıyor. Aile Bakanlığı, bu kapsamda özel sponsorlarla iş birliği yaparak ekonomik engelleri kaldırmayı hedefliyor. Yılmaz, “Evlenmek isteyen gençlerin maddi yetersizlikleri artık engel olmayacak” diyerek, genç çiftlerin evlilik kararını hızlandıracak bir ortam yaratmayı amaçladıklarını söyledi.
Bu açıklamalar, İstanbul’da Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen “SOSYAL Panorama 2025: Türkiye’de Değişen Nüfus ve Ailenin Geleceği” kitap lansmanı ve sempozyumu kapsamında yapıldı. Sempozyuma Cevdet Yılmaz, İstanbul Valisi Davut Gül, SETA Genel Koordinatörü Nebi Miş ve çok sayıda akademisyen, iş insanı ve sivil toplum temsilcisi katıldı. Programda ayrıca doğurganlık hızı, yaşlanma süreci, genç nüfusun azalma trendi ve ekonomik politikaların nüfus üzerindeki etkileri üzerine detaylı analizler sunuldu.
Yılmaz, nüfus artış hızının 2008‑2024 döneminde binde 13,1’den binde 3,4’e düştüğünü hatırlatarak, genç işgücünün azalmasının uzun vadede ekonomik büyüme ve refah seviyesine olumsuz etkileri olacağını belirtti. 65 yaş üstü nüfusun %10’unu aşması, Türkiye’yi “yaşlı ülke” konumuna sokmuş durumda. Bu bağlamda, genç nüfusun toplam nüfus içindeki payının 2000’de %20,5 iken 2024’te %14,9’a gerilemesi, iş gücü piyasasında daralmaya işaret ediyor. Destek paketi, bu dinamikleri tersine çevirmek ve işgücü kalitesini korumak için bir stratejik adım olarak görülüyor.
Uzmanlar, finansal teşviklerin tek başına yeterli olmayabileceğini, aynı zamanda eğitim, konut politikası ve iş güvenliği gibi alanlarda da bütüncül yaklaşımların gerektiğini vurguluyor. Ancak Yılmaz’ın açıklamaları, devletin genç nüfusu destekleme yönündeki kararlılığını ve politika yapım sürecindeki proaktif tutumunu açıkça ortaya koyuyor. “Bu program, gençlerin evlilik kararlarını geciktirmeden hayata geçirmeleri için bir köprü görevi görecek.” denildi.
Gençlerin evlilik ve aile kurma süreçlerine doğrudan maddi destek sağlanması, Türkiye’nin demografik yapısını dönüştürme çabalarının en belirgin örneklerinden biri. 250 bin TL’ye kadar destek paketi, hem ekonomik hem de sosyal açıdan genç nüfusa “yeni bir umut” sunmayı hedefliyor. Sempozyumda alınan kararların uygulanması ve sonuçlarının izlenmesi, önümüzdeki yıllarda nüfus politikalarının şekillenmesinde kritik rol oynayacak.