İzmir'de bir kadın MR cihazında bir saat boyunca unutularak yaşadığı travma, sağlık hizmetlerindeki ihmal sorunlarını gözler önüne serdi.
Olayın Gelişimi
İzmir'in Tire ilçesinde bulunan Devlet Hastanesi Nöroloji Polikliniği'ne, üç çocuk annesi
Esra Akgüneş baş dönmesi şikayetiyle başvurdu. Doktor muayenesinin ardından aynı gün içinde bir
MR randevusu verildi ve saat 11.45'te cihazın içine alınması planlandı.
Görüşme yapan görevliler, taramanın
10‑15 dakika süreceğini belirtti. Ancak beklenen sürenin çok ötesinde, Akgüneş kendisini hâlâ cihazın içinde buldu. İçeride havalandırmanın yetersiz olduğunu ve uzun süre boyunca
kapalı bir alanda kalmanın fiziksel ve psikolojik etkilerini hissetti.
Panikle bağıran Akgüneş, sesini duymalarını umarak cihazın dış duvarına yumruk atmaya başladı. Çözülme sürecinin uzaması, hastane personelinin odak kaybı ve iletişim eksikliği nedeniyle Akgüneş,
“Unutulmuş olabilirim” düşüncesiyle dehşete kapıldı. Yaklaşık bir saatlik bu süreçte, oksijen seviyesinin düşmesi ve artan stres hormonu salgısı, onun kalp atışını hızlandırdı.
Sonunda,
kendi çabalarıyla cihazdan çıkmayı başaran Akgüneş, MR odasından dışarı çıkarak tesadüfen karşılaştığı bir sekretere durumu anlattı. Sekreter, “Geçmiş olsun, durumu başhekimliğe anlatın” diyerek sadece kısa bir yanıt verdi.

Bu yanıtın ardından Akgüneş, 184 Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi'ni arayarak resmi şikayet kaydı oluşturdu ve hastane başhekimliğine giderek olayı bildirdi. Yetkililer, konuyla ilgileneceklerini söyleyerek Akgüneş'i evine gönderdi.
Yaşadığı travmanın etkisini atlatamayan Akgüneş,
“Vertigo şikayetiyle geldim, 15 dakikalık dedikleri yerde bir saate yakın kaldım. Başım döndüğü için gözlerim kapalıydı. Unutulduğumu anladığımda dehşete düştüm. Ya orada panikten kalp krizi geçirip ölseydim? Bunun hesabını Tire Devlet Hastanesi'nde kim verecekti? Bu sorumsuzluk. Sorumluların bulunması için sonuna kadar hakkımı arayacağım ve şikayetçiyim” diyerek tepkisini dile getirdi.
İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, olayla ilgili sorumlular hakkında
inceleme başlatıldığını ve gerekli disiplin süreçlerinin yürütüleceğini açıkladı. Uzmanlar, Türkiye'de tıbbi hataların %5‑7 oranında ciddi sonuçlar doğurduğunu ve benzer ihmal vakalarının
raporlanmadığı için sistemik bir problem olduğunu vurguluyor.
Sağlık sektörü temsilcileri, hastane içi iletişim protokollerinin yeniden gözden geçirilmesi, MR odalarına
acil durum butonları eklenmesi ve personelin düzenli olarak
hasta güvenliği eğitimleri almasının gerekliliğini belirtti. Olay, ülke genelinde sağlık hizmetlerine duyulan güvenin sarsılmasına yol açarken, hastaların hak arama süreçlerinin ne kadar zor olduğunu bir kez daha ortaya koydu.