Bitlis’in doğu sınırlarına yakın Hizan ilçesi, 2.000‑3.000 metre rakımlı yaylaları ve zengin aromatik bitki örtüsüyle kara kovan balı üretiminde Türkiye’nin en önemli merkezlerinden biridir. Bu bölgenin çam, meşe, kekik ve endemik çiçekleri, arıların topladığı nektara karakteristik koyu renk ve yoğun aroma kazandırıyor.
Arıcılar, nesilden nesile aktarılan bir teknikle, gövde dallarından (çoğunlukla söğüt) yapılmış kovanları çamurla sıvayarak doğal izolasyon sağlıyor. Hazırlanan bu kovanlar, ilkbaharda çiçeklenmenin en yoğun olduğu dönemde, yaklaşık 3.000 metre rakımlı yaylalara yerleştiriliyor. Kovanlar, yüksek irtifanın soğuk iklimi sayesinde balın kristalleşmesini yavaşlatıyor ve bu da balın daha uzun raf ömrüne sahip olmasını sağlıyor.
Yaz boyunca, arıcılar herhangi bir katkı maddesi kullanmadan bal üretimine odaklanıyor. Arı kovanları, bölgenin özgün flora kaynaklarından beslenirken, arıcılar da kovanların bakımını düzenli olarak yapıyor. Havanın serinlemeye başlamasıyla birlikte, genellikle Ağustos sonu ve Eylül ayı başında bal hasadı başlıyor.

Hasat edilen bal, hem Hizan merkezindeki yerel pazarlarda doğrudan tüketicilere satılıyor, hem de sipariş üzerine ülkenin farklı illerine gönderiliyor. Bu sayede, bölge arıcıları hem geçimlerini sağlıyor hem de doğal balın sağlık faydaları konusunda farkındalık yaratıyor.
Ahmet Yıldız, AA muhabirine “Dedemden kalma arıcılık mesleğini sürdürüyoruz. Arılar yaylalardaki geven, kekik ve çiçeklerden doğal kara kovan balını üretiyor. Bal hasadımız iyi, havanın soğumasıyla başladığımız hasadımız devam ediyor.” şeklinde konuştu.
Abdullah Yıldız ise 10 yıldır ağabeyiyle yüksek kesimlerde bal ürettiklerini belirterek, “Bu yılın hasadına başladık. Katkı maddesi kullanmadan bal üretiyoruz.” dedi.
Uzmanlar, kara kovan balının anti‑oksidan, anti‑inflamatuar ve bağışıklık güçlendirici özellikleri sayesinde sağlık turizmi ve yerel ekonomiye olumlu etkileri olacağını vurguluyor. Bölgeye gelen ziyaretçiler, bu eşsiz balı tatma ve arıcılık kültürünü yerinde deneyimleme fırsatı buluyor.