İHH, Cenevre’de İnsan Hakları Paneliyle 326 Yardım Çalışanının Ölümüne Dikkat Çekti

İHH, Dünya İnsan Hakları Günü’nde Cenevre’de düzenlediği panel ve basın açıklamasıyla, insani yardım çalışanları ile insan hakları savunucularının karşılaştığı artan tehditleri ve ölümcül istatistikleri gündeme taşıdı.

Panelin Organizasyonu ve Konuşmacılar

İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutlamak amacıyla İsviçre’nin Cenevre kentinde bir panel ve basın toplantısı düzenledi. Etkinlik, Impact Hub mekanında gerçekleşti ve İrfan Tatlı‘nın moderatörlüğünde yürütüldü.

Konuşmacılar arasında uluslararası yardım kuruluşu Oxfam’ın Cenevre Direktörü Mathew Truscott, Kent Üniversitesi’nden akademisyen Shahd Hammouri, Filistin için Adalet Kuruluşu araştırma direktörü ve avukat Henriette Willberg, ve Yeryüzü Avukatları Derneği avukatı Hüseyin Dişli yer aldı.

Panelde Ele Alınan Temel Konular

Panelde, çatışma ve kriz bölgelerinde görev yapan insani yardım çalışanları ile insan hakları savunucularının maruz kaldığı arttırılmış riskler, mevcut uluslararası hukuk çerçevesi, koruma mekanizmalarının yetersizliği ve sahadaki uygulama boşlukları detaylı bir şekilde tartışıldı. Katılımcılar, Cenevre Sözleşmeleri ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi gibi uluslararası belgelerin pratikte ne ölçüde uygulanabildiğine dair eleştirilerde bulundu.

Basın Toplantısı ve Kırık Sandalye Heykeli

Panelin ardından, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi önünde bulunan ve sivillere yönelik silahlı şiddete karşı mücadeleyi simgeleyen kırık sandalye heykelinin yanına bir basın toplantısı kuruldu. İHH Mütevelli Heyeti Üyesi Uğur Yıldırım, Türkçe ve İngilizce olarak yaptığı açıklamada, insan hakları savunucuları ve insani yardım çalışanlarının korunmasının “vazgeçilemez ve tartışılmaz bir zorunluluk” olduğunu vurguladı.

“Uluslararası insancıl hukuk, Cenevre Sözleşmeleri ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi gibi düzenlemeler bu kişileri korusa da, uygulamadaki ihlaller giderek artmaktadır.” diyerek, Gazze, Ukrayna, Doğu Türkistan, Kongo, Yemen ve Sudan gibi bölgelerde benzer ihlallerin yaşandığını belirtti.

Şok Edici İstatistikler

Yıldırım, 2024 yılı içinde 326 insani yardım çalışanının hayatını kaybettiğini ve 355 saldırı vakasının raporlandığını ortaya koydu. Ayrıca, aynı yıl 32 ülkede 324’ten fazla insan hakları savunucusunun öldürüldüğünü hatırlattı. Bu rakamların, uluslararası insancıl hukukun ve insan hakları normlarının küresel ölçekte ciddi bir gerilemeye işaret ettiğini dile getirdi.

Kayıplar ve Kişisel Anılar

Yıldırım, İHH olarak bu riskleri “bizzat yaşayan bir kuruluş” olduklarını vurgularken, Gazze’deki beş çalışma arkadaşının İsrail saldırıları sonucu hayatlarını kaybettiğini anarak, bu kayıpların “insani değerlere bağlılığın ne kadar ağır bir bedel ödeyebileceğinin acı bir hatırlatıcısı” olduğunu söyledi.

“İnsanlığın hizmetinde hayatını kaybedenleri rahmetle yad ediyoruz.” ifadesiyle, tüm uluslararası aktörleri ve çatışma taraflarını, insani yardım çalışanları ve savunucularının güvenliğini sağlamak, saldırı ve tehditlere ceza getirmek için acil adımlar atmaya çağırdı.

Gelecek İçin Çağrılar

Yıldırım, ulusal ve uluslararası düzeyde koruma mekanizmalarının güçlendirilmesi, saldırıların cezasız kalmaması ve insani yardıma engelsiz erişimin garanti altına alınması gerektiğini bir kez daha vurguladı. Bu bağlamda, BM, Avrupa Birliği ve diğer bölgesel örgütlerin, saha çalışanlarını koruma konusunda daha etkili politikalar geliştirmesi ve uygulamaya koyması talep edildi.

Avukatların Uluslararası Açıklamaları

Avukat Hüseyin Dişli ve Henriette Willberg ise İngilizce olarak yaptığı konuşmalarda, insani yardım çalışanları ve insan hakları savunucularının uluslararası hukukun temel taşları olduğunu, koruma çağrılarının yalnızca sözcükle kalmaması gerektiğini, somut adımlarla desteklenmesi gerektiğini belirttiler.