İlber Ortaylı: Sanal medyanın arkasında Alman istihbarat örgütleri var

Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Sanal medyanın arkasında Alman istihbarat örgütleri var” açıklamalarıyla gündemi sarstı.

Ortalyının Yeni Açıklamaları Medyada Gündemi Salladı

Prof. Dr. İlber Ortaylı, uzun yıllardır tarih ve toplum üzerine yaptığı değerlendirmelerle tanınan bir akademisyen, son günlerde sosyal medyada ve televizyon programlarında yaptığı açıklamalarıyla yeniden gündeme oturdu. Ortaylı, “Avrupa’ya giderim ve kurtulurum, kurtulamazsın. Gençler o çok bilmedikleri dünyaya aşıklar, bu çok kötü.” diyerek genç neslin dijital dünyaya aşırı bağımlılığını eleştirdi.

“ABD’nin hayranları ve isteklileri hem sağcı hem de solculardan oluşuyor. Bu durum, toplumun kutuplaşmasını derinleştiriyor.” şeklindeki sözleriyle, küresel güç dengelerinin yerel algıyı nasıl etkilediğine değindi. Ortaylı, gençlerin “algıya koştuğunu” ve “gerçekleri sorgulamadan kabul ettiğini” vurgulayarak, bilgi kirliliğinin tehlikelerine işaret etti.

Türkiye’nin tarihî olarak “çalışkan ve intibakı yüksek bir kavim” olduğunu belirten Ortaylı, “Artık o olana intibak ediyor, dökülmüyor yani. Öyle yerler var ki yani sokakta gezemezsin. Mesela şimdi İngiltere o durumda, hırsızlık aldı başını gidiyor. İstanbul bütün bu pespayeliğine rağmen henüz daha güvenlik bakımından kötü puan alamaz.” diyerek, ülkenin güvenlik ve sosyal yaşam sorunlarını da eleştirdi.

En çarpıcı ifadeler ise dış güçlerin Türkiye iç işlerine müdahalesine yönelik oldu. Ortaylı, “Dış örgütlerin çok büyük payı var. Türkiye’den adam kaçsın, Türkiye’den adam nefret etsin. Onlar bu işi teşvik ediyor. Sanal medyanın arkasında maalesef Alman istihbarat örgütleri var. Türkiye halkının etnik gruplarını etkileyerek böyle bir şeyi yaratmak istiyorlar.” şeklinde bir iddia ortaya attı.

Bu iddialar, hem akademik çevrelerde hem de siyaset dünyasında geniş yankı buldu. Bazı tarihçiler, Ortaylı’nın sözlerini “kaba genellemeler” olarak nitelendirirken, bazı siyaset analistleri ise “dijital dezenformasyonun yeni bir boyutu” olarak yorumladı. Özellikle Almanya’nın Avrupa içindeki istihbarat faaliyetlerine dair geçmişteki örnekler, tartışmayı daha da derinleştirdi.

Uzmanlar, bu tür söylemlerin toplumsal kutuplaşmayı artırma riskine karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor. Medya okuryazarlığının güçlendirilmesi, gençlerin eleştirel düşünme becerilerinin geliştirilmesi ve dış güçlerin manipülasyonuna karşı ulusal bilinç kampanyaları öneriliyor.

Sonuç olarak, Ortaylı’nın açıklamaları, Türkiye’nin iç ve dış politika tartışmalarına yeni bir boyut kazandırdı. İddiaların doğruluğu henüz kanıtlanmamış olsa da, sosyal medyanın ve geleneksel medyanın etkileşimi, kamuoyunun algısını şekillendirmede kritik bir rol oynamaya devam ediyor.