İmamoğlu’na Suç Örgütü Soruşturması

İmamoğlu’na Suç Örgütü Soruşturması
Yayınlama: 12.11.2025
4
A+
A-

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekrem İmamoğlu’nun suç örgütüyle bağlantılı usulsüz ihaleler ve Sarıyer’deki iki lüks villanın devri iddialarını içeren geniş çaplı bir soruşturma başlattı.

Soruşturmanın temel iddiaları

İmamoğlu’nun çıkar amaçlı suç örgütü olarak adlandırılan bir çerçevede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, suç tarihindeki toplam 480 milyon lira değerindeki iki sarıyer villasının usulsüz bir şekilde İmamoğlu İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş.‘ye devredildiğini öne sürüyor. Bu devrin, örgütün mali yapılanması içinde yer alan şüpheli Ali Nuhoğlu tarafından yönetilen şirketler aracılığıyla aklandığı iddia ediliyor.

Ali Nuhoğlu’nun örgüt içindeki rolü ise, İmamoğlu’nun talimatları doğrultusunda kamu ihalelerinden elde edilen gelirlerin yönlendirilmesi ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin meşrulaştırılması süreçlerinde aktif bir üye olarak konumlandırılıyor.

İddianamede ayrıca, Nuhoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.‘nin 5 Ekim 2018 tarihli konkordato kararına dayanarak ekonomik sıkıntı içinde olduğu, fakat suç örgütüne katıldıktan sonra usulsüz ihalelerden elde ettiği gelirlerle “ciddi miktarda zenginleştiği” belirtiliyor.

Şirketler arası yapısal bağlar

İstcon AŞ, Trend AŞ, Neoray İnşaat AŞ ve Akbulut Endüstri İnşaat AŞ gibi firmaların, görünürde farklı kişiler adına kayıtlı olsalar da fiilen Nuhoğlu’nun kontrolünde olduğu, personel, adres ve mali hareketler açısından sürekli bir ilişki içinde olduğu tespit edildi. Bu şirketler, kamu ihalelerinden elde edilen gelirlerin yönlendirilmesi ve paylaşımı noktasında “İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü” adına faaliyet gösteriyor.

Bu villaların değeri, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu raporuna göre suç tarihindeki toplam 240 milyon lira olarak tespit edilmiş; iki villanın toplam değeri ise 480 milyon lira.

Güllüce Tarımcılık ve para akışı

2021 yılında Nuhoğlu tarafından kurulan Güllüce Tarımcılık Sanayi ve Ticaret A.Ş., ticari geçmişi olmamasına rağmen yüksek bedelli taşınmaz alım‑satım işlemleri gerçekleştiriyor. İddianamede, Sarıyer’de 196 parselde bulunan iki villa için 31 milyon lira ödeme yapılmış ve bu tutarın kaynağının İstcon İnşaat Yatırım Sanayi ve Ticaret A.Ş. üzerinden geldiği belirtiliyor.

MASAK raporları, aynı gün içinde Nuhoğlu’nun Güllüce Tarımcılık’a aynı tutarda para transferi yaptığını ve bu paranın, İstcon AŞ’nin Trend AŞ ve sonrasında Nuhoğlu’ya yaptığı ödemelerden oluştuğunu ortaya koyuyor. Bu akış, Kiptaş AŞ tarafından İstcon AŞ’ye yapılan 199,5 milyon lira avans ödemesiyle doğrudan örtüşüyor.

Avans, “Eyüpsultan Kentsel Dönüşüm Uygulaması Yapım İşi” kapsamında yapılan bir ön ödeme olarak açıklanmış, ancak zincirleme transferler aracılığıyla Güllüce Tarımcılık A.Ş.’ye yönlendirilerek iki villanın satın alınmasında kullanılmış.

Finansal aklama ve mal varlığı meşrulaştırma

İddianamede, Nuhoğlu’nun sistematik olarak ihalelerden suç geliri elde ettiği, bu gelirin çeşitli yöntemlerle finansal sisteme sokulduğu ve ardışık şirket transferleriyle paranın izinin kaybolmaya çalışıldığı vurgulanıyor. Özellikle, Güllüce Tarımcılık A.Ş.’nin İmamoğlu İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş.’ye devri sırasında 48 milyon lira olarak gösterilen devir bedelinin, fiilen sadece 15 milyon lira ödenmiş olduğu belirtiliyor.

Devir sözleşmesinde “villa devri taahhüdü” adı altında 33 milyon lira tutarında bir ödeme daha planlanmış; ancak bu tutarın da şüpheli ve gizli bir yapıyla gerçekleştirilmiş olması iddia ediliyor.

Bu süreç, kamu ihalelerinden elde edilen suç gelirlerinin gayrimenkul alımları, şirket devri ve muvazaalı ticari işlemler aracılığıyla yasal bir çerçeveye sokulması ve örgütün mali yapılanması içinde meşrulaştırılması amacını taşıyor.

Şüphelilerin konumu ve olası sonuçlar

İddianamede, Nuhoğlu’nun örgüt içinde fiilen iştirak eden bir kişi olduğu, Ekrem İmamoğlu, Hasan İmamoğlu ve Tuncay Yılmaz’ın ise nihai menfaat sağlayıcı konumunda bulundukları belirtiliyor. Soruşturmanın kapsamı, hem yerel hem de ulusal düzeyde büyük bir siyasi yankı yaratma potansiyeline sahip.

Bu gelişmeler, İstanbul’daki siyasi dinamikleri yeniden şekillendirebilir ve ilgili tüm taraflar için ciddi yasal sonuçlar doğurabilir. Soruşturmanın ilerleyişi ve mahkeme kararları, önümüzdeki haftalarda kamuoyunun yakından takip edeceği kritik bir süreç olacak.

Bir Yorum Yazın


Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.