Türkiye ve dünyadan iş dünyasının önde gelen isimleri, akademisyenler, bürokratlar ve sektör temsilcileri, 9. İstanbul Ekonomi Zirvesi’nde bir araya gelerek iki gün boyunca sürdürülebilir büyüme, dijital dönüşüm, enerji güvenliği ve uluslararası yatırım konularını masaya yatırdı. Zirve, küresel ekonomi, sağlık, otomotiv, enerji, telekomünikasyon, sanayi, finans, eğitim, dijital dönüşüm, girişimcilik gibi geniş bir yelpazeyi tek çatı altında topluyor.


Kuzey Makedonya Maliye Bakanı Gordana Dimitrieska Koçovska, açılışta dünya düzeninin hızla değiştiğini, jeopolitik risklerin ve enerji sıkıntılarının yeni bir küresel mimari oluşturduğunu vurguladı. “Bugün ekonomik ve siyasi ilişkiler eşi benzeri görülmemiş bir hızla evrilmektedir,” diyerek küresel tedarik zincirlerinin yeniden yapılandırılması ve kamu politikasının artan etkisine dikkat çekti.
Koçovska, “Her ülke ekonomik modelini yeniden tanımlama göreviyle karşı karşıyadır” sözleriyle, büyüklüğü ne olursa olsun ülkelerin bu dönüşümde aktif rol oynaması gerektiğini belirtti.
İstanbul Ekonomi Zirvesi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kaan Saltık, bölgesel gerginlikler, COVID‑19 sonrası tedarik zinciri kırılmaları ve politik sınırların yeniden şekillenmesi gibi faktörlerin üretim haritalarını değiştirdiğini ifade etti. “Türkiye’nin jeopolitik konumu, genç nüfusu ve güçlü sanayi altyapısıyla avantajlarını kullanması şart,” diyerek ülkenin stratejik konumunu öne çıkardı.
Saltık, Türkiye’nin bu süreçte sadece bir uyum sağlayıcı değil, aynı zamanda **küresel dengeleri dönüştüren** bir aktör olma potansiyeline sahip olduğunu vurguladı. Bu bağlamda, yerli üretim kapasitesinin artırılması ve endüstriyel kabiliyetlerin küresel taleplere cevap verecek şekilde genişletilmesi gerektiğini belirtti.
İcra Kurulu Başkanı Abdullah Değer, küresel risklerin tek bir ülke ya da sektör tarafından üstlenilemeyecek büyüklükte olduğunu hatırlatarak, “İstanbul Ekonomi Zirvesi yalnızca bir fikir alışverişi platformu değil, çözüm üretme sorumluluğu taşıyan ortak bir akıl buluşmasıdır” dedi.
Değer, özellikle yeşil ekonomi, temiz teknoloji, inovasyon ekosistemi ve sürdürülebilir finans konularına ayrılan özel oturumların, katılımcıların uzun vadeli işbirlikleri kurması açısından kritik olduğunu vurguladı. Bu oturumlar, hem çevresel sorumluluğu hem de teknolojik uyumu bir arada ele alarak, geleceğin rekabet avantajını tanımlamayı amaçlıyor.
Zirve, iki gün sürecek oturumların yanı sıra B2B buluşmaları, panel tartışmaları ve startup pitch yarışmalarıyla iş dünyasına pratik çözümler sunmayı hedefliyor. Katılımcılar, kamu‑özel ortaklıkları ve çok taraflı işbirlikleri aracılığıyla ekonomik şoklara dayanıklı, inovatif ve kapsayıcı bir büyüme modeli oluşturma fırsatı bulacak.
Koçovska’nın belirttiği gibi, “Yeni küresel denge kendiliğinden şekillenmeyecek; vizyon, cesaret ve küresel değişimleri fırsat olarak görebilen ülkeler tarafından inşa edilecek.” Bu bakış açısı, zirvenin ana mesajı olarak katılımcılara iletiliyor.
İstanbul Ekonomi Zirvesi, bölgesel ve küresel aktörlerin bir araya gelerek ortak bir yol haritası çizmeye çalıştığı, ekonomik, sosyal ve çevresel boyutları bütünleştiren nadir platformlardan biri olarak öne çıkıyor.