İstanbul’un Fatıh ilçesinde, 12 Kasım’da bir otelde konaklayan Servet Böcek ve Çiğdem Böcek çiftinin iki çocuğu, Kadir Muhammet (6) ve Masal (3), bir akşam aniden halsizleşti. “Gece saatlerinde anne Çiğdem, kızını hareketsiz buldu ve hemen otele sağlık ekibi çağrıldı” şeklinde bildirildi. Olay yeri incelemesi henüz tamamlanmamış olsa da, otelde sunulan yiyecek ve içeceklerin zehir taşıyabileceği ihtimali araştırılıyor.

Sağlık ekiplerinin müdahalesiyle hastaneye sevk edilen çocuklardan Masal önce, ardından Kadir Muhammet hayatını kaybetti. Çiğdem, çocuklarının ölümünden iki gün sonra aynı hastanede yaşamını yitirdi. Ailenin reisi Servet Böcek ise bir gün sonra hastaneden çıkmadan önceki saatlerde kalp yetmezliği nedeniyle vefat etti. “Aile, bir gün içinde dört kişi kaybetti ve bu durum İstanbul’da büyük bir şok yarattı” ifadeleri medyada yankı buldu.
Olayın en çarpıcı yönlerinden biri, ailenin otelde rahatsızlanmasının hemen ardından taksiye binerek en yakın hastaneye götürülmesiydi. Taksi şoförü Sercan Tanrıverdi, “Aile çok telaşlıydı, anne sürekli kusuyordu, çocuklardan birisi poşete kan gibi bir şey kustu” diyerek durumu anlattı. Tanrıverdi, taksinin arka koltuğunda anne ve iki çocuğun neredeyse baygın hâlde olduğunu, babanın ise sürekli panik içinde olduğunu belirtti.
“Anne, başını sağ arka cama yasladı ve yolun bir an önce bitmesini bekliyordu. Çocukların bir kısmı kusuyordu, kız çocuğu ise kan kusuyordu” şeklindeki açıklamaları, görsellerle desteklendi.
Olayın duyulmasıyla birlikte hem İstanbul’da hem de Türkiye genelinde sağlık ve tüketici güvenliği konularında tartışmalar başladı. Uzmanlar, otel ve restoranların hijyen denetimlerinin sıkılaştırılması gerektiğini vurgularken, ailelerin acil durumlarda ne kadar savunmasız oldukları bir kez daha gözler önüne serildi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, olayla ilgili geniş çaplı bir soruşturma başlattı ve otelin temizlik kayıtları, yemek servisi raporları inceleniyor. “Şüpheli bir gıda zehirlenmesi durumunda ilgili birimler derhal müdahale edecek” şeklinde açıklama yapıldı.
Taksi şoförü Tanrıverdi, olay sonrası sosyal medyada ve yerel haberlerde sık sık adı geçen bir figür haline geldi. “Haberlerden yaklaşık 12 saat sonra gördüm, şoka girdim” diyerek yaşadığı travmayı dile getirdi. Şoför, aynı zamanda oteldeki diğer misafirlerin de benzer şikayetlerde bulunduğunu iddia ederek, bu tür olayların tekrarlanmaması için daha sık denetim yapılması gerektiğini savundu.
Bu trajik olay, Türkiye’nin turizm ve sağlık altyapısının yanı sıra kriz anlarındaki acil müdahale kapasitesinin de sorgulanmasına neden oldu. Uzmanlar, özellikle yabancı turistlerin konakladığı otellerin hijyen standartlarının uluslararası normlara uygun şekilde denetlenmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, acil sağlık hizmetlerine ulaşımın hızlandırılması ve taksi gibi ulaşım araçlarının kriz anlarındaki rolünün netleştirilmesi talep ediliyor.
Bu acı olay, bir ailenin hayatını bir günde dört kişiye indirgemesiyle birlikte, İstanbul’da ve ülke genelinde geniş bir toplumsal yankı uyandırdı.