İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Başkanı Cemil Tugay, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Genel Sekreteri Önder Okay’ın daveti üzerine Zonguldak’a geldi. Ziyaretinin ilk durağı, şehrin tarihi Maden Müzesi oldu; burada bölgenin madencilik mirasını yerinde inceleyen Tugay, “Bu toprakların emeği, Türkiye’nin gelişimine yön veren bir güçtür” diyerek müzeyi övdü.
İlk durağı sonrasında, Zonguldak Belediyesi’nin ilçe başkanlığını ziyaret eden Tugay, belediye çalışanları ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bu görüşme sırasında, ‘çıkıp çıplak ayakla yürüdüğümüz maaşlar’ sloganıyla eylem yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi işçilerinin talebine değindi.


‘Uzun Sürecek Bir Şey Değil’ – Tugay’dan Açıklama
İzmir Büyükşehir Belediyesi işçilerinin maaş ve sosyal haklarının ödenmediği gerekçesiyle “çıplak maaşa karşı çıplak ayakla yürüyoruz” pankartıyla yürüttükleri eylemi değerlendiren Tugay, şu sözleri sarf etti: “Belediyeler ekonomik açıdan sıkıntı yaşıyor. Biz de bu ay SGK’dan ekstra muamele gördük. Ondan dolayı kısa süreli bir ekonomik sıkıntı yaşadık. Diyebileceğim bir şey yok. Sonuçta mümkün olan en hızlı şekilde sorunu çözmek için gerekeni yapıyoruz. Birkaç gün içinde çözüleceğini söyledim ama arkadaşlarımız öyle bir karar almışlar, ben saygı duyuyorum. Uzun sürecek bir şey değil. Oluyor aile içinde böyle şeyler çözüyoruz.”
Bu açıklamaların ardından, Tugay, Zonguldak Belediye Kültür Merkezi’ne geçerek sağlık alanındaki yerel yönetim projeleri üzerine konuşma yaptı. Koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılacak bütçenin tedavi harcamalarına göre çok daha ucuza geldiği ve bu sayede devletin ekonomik yükünün hafifleyeceği vurgulandı.
Sağlık Yetkileri Belediyelere Verilirse Ne Olur?
“Belediyelere sağlık yetkileri verilirse, mahallelerde küçük sağlık merkezleri açabiliriz. Bu merkezler ruh sağlığı, üreme sağlığı, ağız‑diş sağlığı gibi alanlarda danışmanlık hizmeti sunar. Beslenme ve obezite karşıtı programları da halka ulaştırabiliriz.” dedi Tugay. İzmir’deki Eşrefpaşa Belediye Hastanesi’nin 117 yıllık geçmişi üzerinden örnek vererek, “1950’li yıllarda devlet hastanesi konumunda iken, bugün 6 ayda 1 020 psikolojik danışmanlık, 1 000’den fazla üreme sağlığı danışmanlığı ve 10 000’den fazla kişiye diş sağlığı hizmeti verdik” şeklinde somut rakamlar paylaştı.
Evde sağlık hizmetleri, 35 branşta poliklinik hizmeti, parası olmayan ve sağlık güvencesi olmayan vatandaşların ücretsiz hizmet alabilmesi gibi konular da konuşma sırasında detaylandırıldı. “Sosyal hizmet kapsamında bir masrafı varsa, belediye olarak biz üstleniyoruz” diyerek, belediyenin sosyal sorumluluk anlayışını pekiştirdi.
Son olarak, yeni hastane açma başvurusunun bakanlık tarafından ruhsatlandırılamadığını belirten Tugay, “Türkiye için bir ilham kaynağı olabilir” diyerek, yerel yönetimlerin sağlıkta öncülük yapma potansiyeline işaret etti.
Bu açıklamalar, İzmir’deki işçi eylemi ve sağlık hizmetleri konularının hem yerel hem de ulusal gündemdeki yerini güçlendirdi ve ilerleyen günlerde daha geniş çaplı politikaların şekillenmesine zemin hazırlayabilir.