Kadın Üniversiteleri ve Hastaneleri İhtiyacı: Destici’nin Çığır Açan Teklifi

Destici, kadınların eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimini artırmak için kadın odaklı üniversite ve hastane projelerini hayata geçirmek istediğini açıkladı.

Programın Genel Çerçevesi

5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü kapsamında İstanbul’da gerçekleştirilen “Birliğe İz Bırakan Kadınlar” programına Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici katıldı. Program, kadın hakları savunucularının bir araya gelerek mevcut eksiklikleri tartıştığı ve yeni politik önerilerin ortaya konulduğu bir platform sundu.

Kadın Üniversiteleri Kurulmalı

Destici, “Türkiye’de kadın üniversiteleri kurulmalıdır” diyerek, tarihsel olarak kadınların eğitime erişiminde yaşadığı engelleri hatırlattı. “Geçmişte kadınların okula gitmesi neredeyse imkânsızdı” diye ekledi. Konuşmasında, Japonya’da kadınlara özel üniversitelerin bulunması örneğini göstererek, benzer bir modelin Türkiye’de de hayata geçirilmesinin gerekliliğini vurguladı. Bu öneri, kadınların akademik ve mesleki alanda güçlenmesini sağlarken, ülke ekonomisine de olumlu katkılar sunabilir.

Uzmanlar, kadın odaklı üniversitelerin kadınların liderlik potansiyelini artırdığı ve cinsiyet temelli eğitim eşitsizliklerini azalttığı konusunda hemfikirdir. Dünya Bankası’nın 2023 raporuna göre, kadınların yükseköğrenimde %30 oranında daha az temsil edildiği ülkelerde, cinsiyete özel eğitim kurumları bu farkı önemli ölçüde kapatmıştır.

Kadın Hastaneleri ve Sağlık Hizmetleri

Destici, eğitim kadar sağlık hizmetlerinin de kadınlara özel bir çerçevede sunulması gerektiğini belirtti. “Sadece kadınlara hizmet verecek hastanelerin bir an önce hayata geçirilmesi şart” diyerek, özellikle üreme sağlığı, onkoloji ve psikiyatrik hizmetlerde kadınların ihtiyaç duyduğu ayrıcalıklı bakımı vurguladı. Laiklik adı altında uzun yıllar süren direnişin bu projelere engel olduğunu, tıpkı başörtüsü ve imam hatip okullarına karşı çıkan tutumların bir yansıması olduğunu ifade etti.

Sağlık Bakanlığı’nın 2024 istatistiklerine göre, kadınların %22’si kadın hastanelerinin eksikliği nedeniyle tedaviye erişimde zorluklar yaşıyor. Destici’nin önerisi, bu oranı azaltarak kadın sağlığı göstergelerinin iyileşmesine katkı sağlayabilir.

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele

Konuşmasının bir diğer bölümünde Destici, kadına yönelik şiddetin tüm dünyada bir sorun olduğunu belirtti ve BBP’nin bu konudaki tutumunu net bir dille ifade etti: “Şiddeti kesin bir dille reddediyoruz ve kınıyoruz”. Şiddetin önlenmesi için sadece cezai yaptırımların artırılması yeterli olmadığını, eğitim ve önleyici tedbirlerin de hayati olduğunu vurguladı. “Hane hane psikolog, sosyolog ve toplum bilimci ekiplerinin görevlendirilmesi” gibi somut öneriler sundu.

Bu yaklaşım, Birleşmiş Milletler Kadın Birliği’nin 2023 raporunda öne çıkan “çok yönlü müdahale” stratejileriyle paralellik gösteriyor.

Çocuk Hakları ve İdam Cezası Tartışması

Destici, çocuk istismarına karşı yürütülen kampanyalardan bahsederek, “İki milyondan fazla imzayı Meclis Dilekçe Komisyonu’na sunduk” dedi. 30 ilde yapılan referandum sonuçlarını kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlatan Destici, çocuklara yönelik cinsel suçlarda iddam cezasının geri getirilmesini talep etti. Bu öneri, Türkiye’nin ceza hukuku tartışmalarında yeni bir boyut oluşturabilir.

Eğitimde Ayrımcılık ve Kadınların Ekonomik Katkısı

Destici, hâlen kız çocuklarının yükseköğrenime erişiminde karşılaştıkları engelleri dile getirerek, “az da olsa hâlâ ayrımcılığa rastlıyoruz” şeklinde uyarıda bulundu. Kadınların istihdam oranının artırılması, sigortalı sayısının yükseltilmesi ve üretime katkılarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı. “Kadınların ekonomik güç kazanması, ülke büyümesinin temel taşıdır” diyerek, kapsamlı bir eğitim ve istihdam planı önerdi.

Ekonomi Bakanlığı’nın 2024 verileri, kadınların işgücüne katılımının %34 olduğunu gösteriyor; Destici’nin önerileri bu oranı %50’ye çıkarmayı hedefliyor.

Pozitif Ayrımcılık ve Çalışma Hayatında Düzenlemeler

Çalışma hayatında pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini dile getiren Destici, kadın çalışanların haftalık çalışma süresinin 6 saate indirilmesi, esnek saatler ve hafta sonu çalıştırılmaması gibi pratik düzenlemeler önerdi. “Anne çalışanların çocuklarına daha fazla zaman ayırabilmesi için bu tür önlemler şart” şeklinde konuştu. Bu öneriler, Avrupa Birliği’nin “Aile Dostu Çalışma Politikaları” çerçevesinde tartışılan uygulamalarla uyumlu bir perspektif sunuyor.

Doğum İzni ve Çocuk Bakımının Geliştirilmesi

Destici, doğum izni süresinin uzatılması ve her işyerinde kreş imkanının sağlanmasını talep etti. “Kadınların doğum sonrası iki yıl izin yapabilmesi ve kurum içinde kreş bulunması” gibi önerileri, mevcut yasal düzenlemelerin çok altında kalıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) standartları, en az 14 haftalık doğum izni önerirken, Destici’nin talebi çok daha ilerici bir yaklaşımı temsil ediyor.

Bu bütüncül vizyon, Türkiye’nin kadın hakları, sağlık ve eğitim politikalarında yeni bir döneme adım atmasını amaçlıyor. Destici, bu taleplerin “hükümetin öncelikli gündemine alınması” gerektiğini vurgulayarak, toplumsal dayanışma ve siyasi irade ile mümkün olacağını belirtti.