Merkez Yüreğir ilçesinde yaşayan Bülent Elma, iki çocuğunun geleceği için 2014 yılında vadeli mevduat olarak 338 bin dolar yatırdı. Aynı dönemde, Nevzat Yarar ise eşinin adına 2 milyon lira mevduat yaptı. İlk başta her iki mevduat da bankanın güvenli sistemine kaydedilmiş gibi görünüyordu.
Ancak Bülent Elma, vadeli hesabından para çekmeye çalıştığında hesabında sadece 40 bin dolar kaldığını ve geri kalan tutarın kendi rızası olmadan beş farklı kişinin hesabına aktarıldığını fark etti. Nevzat Yarar da aynı şekilde eşinin hesabındaki 2 milyon liranın kaybolduğunu gördü. İki vatandaş, durumu derhal Cumhuriyet Savcılığına taşıdı ve resmi şikayette bulundu.

Bülent Elma yaptığı açıklamada, “2014 yılından beri yurt dışında çalışıyordum, bankaya 388 bin dolar yatırdım. Kalp krizi geçirdikten sonra Türkiye’ye döndüm. Bankanın müdür yardımcısı bir kadın, ailemizle çok yakın ilişkimiz vardı. Çocuklarımın geleceği için yatırdığım bu paralar bir anda ortadan kayboldu.” dedi. Elma, “Sözde dekontta 442 bin dolar yazıyordu, fakat gerçekte sadece 40 bin dolar kaldı. Diğer paraları hiç tanımadığım kişilere gönderildi.” şeklinde şikayetini yineledi.
Nevzat Yarar ise “Kişisel ve ailevi güvenimiz vardı. Hesabımızda 2 milyon lira vardı ama şu anda yok. Şikayet ettik, savcılık dosyayı incelemeyi bekliyor.” diyerek durumu özetledi.
Olayın merkezindeki eski müdür yardımcısı O.Ö., savcılıkta yaptığı ifadesinde suçlamaları kesin bir dille reddetti. “Bana karşı açılan şikayetlerde hiçbir zaman para almadım. Bankada sadece çekilen ve yatırılan tutarların kontrol ve onayından sorumluydum.” dedi.
O.Ö., aynı zamanda “2019’da emekli oldum, sağlık problemlerim ve ekonomik sıkıntılarım nedeniyle Bülent Elma’dan elden 600 bin TL aldım. Bu para hiçbir belgeye dayanmıyor, sadece kişisel bir anlaşmaydı. Ayrıca ben kanser hastasıyım, 7 yıldır tedavi görüyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum.” açıklamasını yaptı.
O.Ö.’nün hesabına para aktarıldığı iddia edilen beş kişi arasında Efe Büyükbayram ve Ebru Yel de bulunuyor. Her iki isim de “Bize hiçbir zaman para gönderildiğine dair bir bilgi ya da rıza verilmedi.” diyerek durumu reddetti.
Cumhuriyet Savcılığı, olayla ilgili müfettiş raporunu beklerken, banka iç denetim birimleri de konuyu titizlikle incelemeye başladı. Uzmanlar, kamu bankalarında mevduatların korunması ve iç kontrol mekanizmalarının yeterliliği konusunda yeni düzenlemelerin gündeme gelebileceğini belirtiyor.
Bu tür bir skandal, hem bankacılık sektörünün itibarını sarsabilir hem de vatandaşların tasarruflarına olan güveni derinden etkileyebilir. Savcılığın ilerleyen süreçteki tutumu, benzer vakaların önlenmesi açısından kritik olacak.