İlkadım ilçesinde doğup büyüyen Sema Danışmaz, 16 yaşında Hodgkin lenfoma (lenf kanseri) teşhisi konulduğu anı hâlâ hatırlıyor. “O zamanlar genç bir kızdım, hayatımın en zor dönemiydi,” diye anlatıyor. Uzun süren kemoterapi ve radyoterapi seansları, onun gençliğini alırken aynı zamanda kanserle nasıl bir bağ kurması gerektiğini öğretti.

29 yaşında koltuk altı kanseri, 38 yaşında meme kanseri, ardından tiroid, böbrek ve safra kesesi kanserleriyle karşılaştı. Her seferinde ameliyat, kemoterapi ve radyoaktif tedavileri başarıyla tamamlayarak kanserlerini yendi. Bu süreçte sol meme, sol böbrek, safra kesesi, tiroid hormonları ve lenf bezlerini kaybetti; fakat bu kayıplar, onun yaşam sevincini silmedi.
Kanserle savaşırken aynı zamanda Samsun Lösemili ve Kan Hastalıklı Çocuklar Derneği (LÖSAM)’nin Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi. Dernek bünyesinde kurulan atölyelerde gönüllü kadınlarla birlikte oyuncak, giyecek ve yiyecek üretimi yapıyor; elde edilen gelirleri hasta çocukların tedavilerine bağışlıyor. “Kanserle savaşırken, başkalarının hayatına dokunmak beni ayakta tutuyor,” diyor Danışmaz.
Yaşadığı tüm zorlukları “Hem Hayatta Hem Ayaktayım” adlı kitabına döken Danışmaz, kitabın satış gelirini de LÖSAM’a bağışlıyor. 23 Kasım Pazar günü Giresun’da düzenlenecek imza gününde, hastalarla ve aileleriyle buluşarak deneyimlerini paylaşacak.
İki ay önce tanısı konulan sarkom, üçüncü aşamada ve tedavi seçenekleri hâlâ belirsiz. Radyasyon onkoloji uzmanı Dr. Eylem Odabaşı, “Ameliyat başarılı geçti, fakat radyoterapi yan etkileri nedeniyle şu an uygulanamıyor,” açıklamasında bulundu. Danışmaz, “Hepsini atlattım, bunu da atlatacağım,” diyerek umut dolu bir bakış açısı sergiliyor.
Kanserlerini “sevmek” ifadesiyle tanımlayan Danışmaz, “Ben hasta değilim, kanserim. Kanserle yaşamayı benimsedim, hatta sevdim,” şeklinde konuşuyor. Bu sıra dışı bakış açısı, kanser hastalarına moral vererek “Kanserin şımarık yönünü kendi avantajınıza çevirin” mesajını iletiyor.
Danışmaz, “Hayat çok güzel, lütfen kıymetini bilin,” diyerek hem kendi mücadelesini hem de toplumun kanser hastalarına olan duyarlılığını vurguluyor. Onun hikâyesi, Türkiye’nin sağlık sisteminde kanserle mücadele eden hastalar için bir ilham kaynağı olmaya devam edecek.