Karısını tekme, yumruk ve sopayla öldüresiye dövdü

Afyonkarahisar’da aile içi şiddet olayı güvenlik kamerası görüntüleriyle gün yüzüne çıktı; saldırgan G.K. tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Olayın detayları

Kasım 2025’te Çay ilçesine bağlı Koçerli köyünde, G.K. adlı vatandaşın karısı C.K.’nin şiddetli bir tartışma sonrası evini terk edip kardeşinin yanına sığınmasıyla başlayan olay, bir haftadan kısa bir sürede trajik bir hal aldı.

G.K., karısının sığındığı evin önüne giderek “hadi karakola git” diye bağırdı ve ardından eline geçen sopa ile C.K.’yı tek tek darp etti. Görüntülerde, G.K.’nin karısına tekme, yumruk ve sopa darbeleri uyguladığı net bir şekilde görülüyor. C.K., savunma amaçlı elindeki kovadaki suyu G.K.’nin üzerine dökmeye çalıştı; ancak bu girişim de saldırganın öfkesini artırdı.

Köydeki bir marketin güvenlik kamerasına yansıyan anlar, olayın şiddetini ve ciddiyetini belgeledi. Kamera kayıtları, G.K.’nin C.K.’yı yere düşürdükten sonra taş alarak kendini korumaya çalıştığını, fakat G.K.’nin taşları alıp tekrar sopayla darp etmeye devam ettiğini gösteriyor.

Yere düşen C.K., çığlıklar atarak yardım istedi; bu sırada G.K. “Hadi karakola git” diyerek onu aşağılamaya devam etti. O anların ardından mahalle sakinleri olayın farkına vararak polise haber verdi.

Polis ekipleri, olay yerine gelerek G.K. ve olayla bağlantılı diğer şahısları gözaltına aldı. Afyonkarahisar Valiliği tarafından yapılan açıklamaya göre, G.K. 5 Aralık 2025 tarihinde çıkarıldığı mahkeme kararıyla tutuklanarak Bolvadin T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’na gönderildi.

Valilik ayrıca, aynı gün içinde köyde başka bir kavgaya karışan üç kişiyle ilgili olarak da gözaltı işlemleri gerçekleştirildiğini belirtti. Bu durum, köydeki toplumsal gerginliğin ve şiddet olaylarının artışının bir göstergesi olarak yorumlandı.

Uzmanlar, aile içi şiddetin önlenmesi için erken uyarı sistemlerinin ve toplumsal bilinçlendirme kampanyalarının önemine değiniyor. Türkiye genelinde kadın şiddeti vakalarının %70’i ev içinde gerçekleşiyor ve bu tür olayların önlenmesi, hem yerel yönetimlerin hem de sivil toplum kuruluşlarının ortak çabasıyla mümkün olabilecek bir süreç.

Görüntüler, şiddetin sadece fiziksel bir travma değil, aynı zamanda psikolojik bir yıkım olduğunu da gözler önüne seriyor. Olayın ardından kadın hakları dernekleri, mağdurlara yönelik koruma mekanizmalarının güçlendirilmesi ve faillerin caydırıcı cezalar alması talebinde bulundu.

Bu tür vakaların medyada geniş yer bulması, toplumsal duyarlılığı artırarak benzer durumların önlenmesinde kritik bir rol oynuyor. Yetkililer, aile içi şiddet olaylarının kayıtlara geçmesi ve adli süreçlerin şeffaf yürütülmesi için yeni düzenlemeler üzerinde çalışıyor.