12 Eylül 2025 tarihinde Samsun’un Bafra ilçesi Asarkale mevkiinde, Dr. Serdar Kıyak’ın kullandığı otomobil, yaklaşık 30 metre yüksekten Kızılırmak Nehri’ne fırladı. Araçtan hafif yaralı olarak kurtulan Kıyak, aracın içinde bulunan eşini Gülşah Karaman Kıyak ve üç yaşındaki çocuğunu suya gömerek kaza sahnesi düzenledi.
Samsun Büyükşehir Belediyesi itfaiye dalgıcı, suyun içinde boğulmuş anne ve çocuğun cansız bedenlerini çıkardı. Bir sonraki gün cenaze töreninde baba, çocuğunun battaniyesine sarılmış şekilde “Oğlum!” diye ağlayarak duygusal bir an yaşadı.


Olayın ardından yapılan soruşturma neticesinde, 16 Eylül 2025 tarihinde Bafra Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, Kıyak’ı “eşine ve çocuğuna kasten öldürme” suçlarından tutuklamaya karar verdi. Kıyak, Bafra Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.
Cezaevinde kendini asarak intihar girişiminde bulunan Kıyak, bu olayın ardından Elazığ Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edildi. Aynı kurumda, 1 Kasım 2025 tarihinde kendi hayatına son vererek intihar etti.
Bu trajik olay, hem sağlık camiasını hem de adli sistemin cezaevi güvenlik prosedürlerini sorgulamasına yol açtı. Uzmanlar, doktor gibi güvenilir meslek mensuplarının böyle bir suç işleyebilmesinin toplumsal şok etkisini vurguladı. Olay, yerel ve ulusal medyada geniş yer buldu; özellikle “kaza süsü” ifadesi kamuoyunda yoğun tartışma yarattı.
Olayın detayları hâlâ araştırılıyor ve aileye yönelik psikolojik destek hizmetleri de gündeme getirildi.