TBK’ya göre ev sahibinin temel yükümlülüğü, kiralanan yerin kullanıma elverişli ve “kullanım için gerekli” tüm koşulları sağlamak ve sürdürmektir. Bu çerçevede yapısal onarımlar, çatı, dış cephe, su tesisatı, kombi ve ısıtma sistemleri gibi büyük ve maliyetli işlemler ev sahibinin sorumluluğunda yer alır. Kiracıların bu tür onarımları kendileri yapması yalnızca zorunlu masraf niteliğinde olup, ödenen tutarın iadesi kanunen güvence altındadır.

Yargıtay kararları, kiralanandaki ayıpların giderilmemesi durumunda ev sahibinin sorumluluktan kaçamayacağını ve kiracının zorunlu tamir için yaptığı harcamanın geri ödenmesi gerektiğini açıkça ortaya koymuştur. Örneğin:
Bu kararlar, ödemenin kira bedelinden düşülebileceğini ve hatta kiracının tahsil edebileceği gecikme faizlerini de içerebileceğini belirtir.
Hukuk uzmanı Av. Ayşe Demir, “Kiracının yaptığı tüm harcamanın fatura, makbuz ve fotoğraf gibi belgelerle kanıtlanması şarttır. Gerekirse noter üzerinden ihtar çekmek, süreci hızlandırır.” diyor. Ayrıca, kiracının talebini yazılı olarak ve belirli bir sürede (genellikle 30 gün) ev sahibine iletmesi, olası anlaşmazlıklarda kanıt niteliği taşıyacaktır.
Bu adımlar, kiracının haklarını korurken, ev sahibinin de sorumluluklarını net bir şekilde yerine getirmesini sağlar.
Kiracılar, “kendi cebimden ödeme yapmak zorunda kalmam” demek için haklarını iyi bilmeli ve kanıtları eksiksiz tutmalıdır. Ev sahibi ise, kiralananı kullanıma elverişli tutma yükümlülüğünü göz ardı etmemeli; aksi takdirde mahkeme masrafları ve olası faizlerle karşı karşıya kalabilir. Bu denge, kira ilişkisini hem hukuki hem de ekonomik açıdan sürdürülebilir kılar.
Kiracıların haklarını koruma altına alan kanun gerçekten çok iyi. Ev sahiplerinin de sorumluluklarını yerine getirmesi gerekiyor.