24 Şubat 2022 tarihinde Tavşantepe Mahallesi’nde iki aile arasında bir küfür yüzünden başlayan kavga, pompalı tüfek silahının ateşlenmesiyle trajik bir hâl almıştı. Ertaş Özariş (21), Tarık Tanaç’ı namlusundan vurarak hayatına kıymış, aynı esnada beş kişi yaralanmış, iki ev ve bir araç da yanarak kül olmuştur.
Olayın hemen ardından 5 şüpheli gözaltına alınmış, ifadeleri alınmış ve adliyeye sevk edilmiştir. Bu süreçte Salih Özariş (32), Yavuz Özariş (30), Erkan Özariş (19) ve E.Ö. (32) de dahil olmak üzere çeşitli tutuklamalar gerçekleşmiştir.


Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 27 Kasım 2024 tarihinde ilk kararı vererek Ertaş Özariş’e “kasten öldürme” suçundan 18 yıl, “öldürmeye teşebbüs” suçundan 9 yıl ve “kasten yaralama” suçlarından toplam 5 yıl 22 gün hapis cezası hükmetmişti. Diğer sanıklar da farklı sürelerde hapis cezasına çarptırılmış, bazıları ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Kararın ardından savunma avukatları, özellikle “öldürme kastı” bulunmadığı ve olayın bir kavgadan kaynaklandığı gerekçesiyle ağır cezanın haksız olduğunu iddia ederek itirazda bulundular.
İtiraz üzerine istinaf mahkemesi, verilen kararın hukuki eksiklikler içerdiğine karar vererek kararı bozdu ve dava yeniden görülmek üzere Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Yeniden yapılan duruşmada tutuklu sanık Ertaş Özariş ve avukatı mahkeme salonunda hazır bulunurken, diğer sanıklar davaya katılmadı.
Ertaş Özariş, “Öldürme kastı bulunmadığını” tekrarlayarak savunmasını sürdürdü ve mahkemeden tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, istinaf kararını göz önünde bulundurarak, önceki ceza kararını korurken sadece “öldürmeye teşebbüs” suçunda Ertaş Özariş’e tahrik indirimi uyguladı. Böylece bu suçtan verilen ceza 9 yıldan 6 yıl 9 aya indirilmiş oldu. Diğer suçlardan gelen cezalar ise aynı şekilde devam etti.
Bu karar, yerel kamuoyunda “tahrik indirimi” uygulamasının ne kadar geniş kapsamlı olabileceği ve adli sistemin benzer davalarda nasıl bir tutum sergileyeceği konusunda tartışmalara yol açtı.
Uzmanlar, benzer olaylarda tahrik unsuru bulunması durumunda mahkemelerin ceza indirimine gitmesinin, suçun ağırlığını hafifletmediği, ancak mağdurun ve toplumun güvenliğini koruma açısından dengeli bir yaklaşım olabileceği görüşünü paylaşıyor.