Almanya’dan 9 Kasım 2025’te turistik amaçla İstanbul’a gelen ve 13 Kasım 2025 tarihinde zehirlenerek hayatını kaybeden Çiğdem Böcek (27) ve Servet Böcek (38) ile çocukları Masal (3) ve Kadir Muhammet (6)’nin ölümü, hâlen yürütülen bir soruşturmanın odak noktası.
Şişli’de aynı dönemde 3‑yaşındaki Karan Yazıcı’nın ani ölümü ise, aynı gün içinde aynı “DSS İlaçlama” adlı firma tarafından gerçekleştirilen bir ilaçlamanın ardından meydana geldiği iddiasıyla gündeme geldi.

Adli Tıp Kurumu’nun 17 Eylül 2025 tarihli raporuna göre:
– Karan Yazıcı’nın bilinen bir hastalığı yoktur.
– 18 Nisan 2025’de yan dairesinde DSS İlaçlama tarafından böcek ilacı uygulanmıştır.
– 19 Nisan 2025’te Karan’ın ailesi bulantı, kusma ve mide bulantısı şikayetleriyle hastaneye başvurmuştur.
– Hastane tedavisi sırasında çocuğun kalbi durmuş ve ölüm gerçekleşmiştir.
– Raporda ölüm nedeni kesin olarak “böcek ilacı zehirlenmesi” olarak belirtilmiştir.
Rapordaki bu bulgular, iki gün içinde benzer semptomların ortaya çıkması ve aynı şirketin iki ayrı evde aynı zehirli maddeyi kullanması açısından çarpıcı bir korelasyon oluşturuyor.
Evini ilaçlatan komşu Feruza T. olayla ilgili şu ifadeyi verdi:
“Evimde tahta kurusu şeklinde böcekler vardı. Çocuğumun bu böcekleri ısırdığını gördüm. Komşuma evimi ilaçlatacağımı söyledim, internetten DSS İlaçlama’yı buldum, aradım ve evimi ilaçlatttım. İlaclayıcıya yan dairemizde çocuk olduğunu sordum, iki gün evde kalmamamı ve bir sorun olmayacağını söyledi. Her ihtimale karşı komşuma haber verdim, o da evde kalacağını söyledi.”
Şişli’deki adliye meydanında konuşan baba Şahin Yazıcı ise raporun iki ay önce yayımlandığını hatırlatarak şu sözleri sarf etti:
“Biz sadece şikayetçi olduğumuzda başka kimsenin canının yanmamasını istedik. Yavrularımızı kaybettik. Böcek ailesinin dosyasından sonra herkes aksiyon aldı.”
Anne Gamze Özlem Yazıcı ise “İlaçlamanın olduğu gün oğlumda hiçbir sorun yoktu, akşamdan itibaren kusmaya başladı” diyerek acısını dile getirdi.
Avukat Eylem Karaca raporu analiz ederken kritik bir zaman dilimini vurguladı:
“Rapor 17 Eylül’de hazırlanmış, 19 Eylül’de sisteme girilmiş ve iki ay sonra, 13 Kasım’da onaylanmış. 13 Kasım ise Böcek ailesının iki çocuğunun öldüğü tarih. Aynı firma iki aileyi iki ay içinde aynı şekilde kaybettirmiş. Bu kabul edilemez bir durum.”
Karaca, sorumluların adli yargı sürecinde cezai yaptırımla karşılaşması gerektiğini belirtti.
Uzmanlar, kullanılan böcek ilacının içerdiği organofosfat bileşenlerinin kısa sürede solunum ve sinir sistemini felç ettiğini, özellikle küçük çocukların bağışıklık sisteminin bu tür toksinlere karşı savunmasız olduğunu ifade ediyor.
Bu olay, ev içi pest kontrol hizmetlerinin denetim ve lisans süreçlerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha gündeme taşıdı. Yetkililer, benzer vakaların önüne geçmek amacıyla İlaçlama şirketlerine yönelik saha kontrollerinin artırılmasını ve halkı bilgilendirme kampanyalarının başlatılmasını vaat etti.
Sonuç olarak, hem Fatih’teki Böcek ailesinin trajik ölümü hem de Şişli’deki Karan Yazıcı vakası, zehirli ilaçların kontrollü kullanılmaması halinde doğabilecek felaketlerin bir göstergesi olarak kamuoyunun dikkatini çekiyor.