Kuraklık Krizi ve Su Yönetiminde Yeni Bir Dönem: Kent Su Bütçeleri

Kuraklık Krizi ve Su Yönetiminde Yeni Bir Dönem: Kent Su Bütçeleri
Yayınlama: 10.12.2025
7
A+
A-

Kuraklık Krizinin Derinleşen Boyutu

Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı kuraklık, yalnızca tarımsal üretimi tehdit etmekle kalmayıp, içme suyu temininde de ciddi riskler oluşturuyor. İklim değişikliği ve artan su talebi, birçok ilde su kıtlığı ve altyapı krizine yol açtı. Bu ortamda, Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (iklimBU) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, sorunun yalnızca suyun miktarıyla değil, yönetim şekliyle de ilgili olduğunu belirtiyor.

Su Bütçelerinin Oluşturulması Neden Kritik?

Prof. Dr. Türkeş, “Bizim hem orman ekosistemleri ve su toplama havzaları için ama en önemlisi, tarım ve içme kullanma suyu için kentlerin su bütçelerini oluşturmamız gerekiyor” diyerek, su bütçelerinin sadece kırsal alanlar için değil, şehirlerin sürdürülebilirliği için de hayati olduğunu vurguladı. Kentlerin su tüketim profilleri, iklimsel dalgalanmalara göre hızlıca değişiyor; bu yüzden dinamik ve çok disiplinli bir planlama şart.

Proaktif ve Bütünleşik Yönetim Modeli

Türkeş, mevcut yönetim yaklaşımının uzun vadeli ortalamalara dayandığını, bu durumun ise sosyoekonomik kuraklığa dönüşebileceğini belirtti. “Önlemleri çok önceden planlamak gerekiyor” sözleriyle, hidroklimatoloji, fiziki coğrafya ve iklim tahminlerinin entegrasyonu olmadan sürdürülebilir bir su yönetimi mümkün değil diyor.

Bu bağlamda, yıllık su bütçelerinin her yıl güncellenmesi, iklim modellerinin ve mevsimsel öngörülerin göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade ediyor. Altyapı ve baraj projelerinin, sadece uzun vadeli ortalamalara değil, kısa vadeli iklim dalgalanmalarına göre revize edilmesi gerektiğini vurguladı.

Su Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar

1. Dinamik Bütçeleme: Her yıl iklim verileriyle güncellenen su tahsis planları.

2. Çok Disiplinli İşbirliği: Hidrolojistler, iklim bilimcileri, şehir plancıları ve ekonomi uzmanlarının ortak çalışması.

3. Yerel Havza Yönetimi: Orman ve su toplama alanlarının korunması, doğal depolama kapasitelerinin artırılması.

4. Tarımda Verimli Su Kullanımı: Damla sulama, yağmur suyu toplama sistemleri ve su verimliliği teknolojilerinin yaygınlaştırılması.

5. Şehirlerde Su Tasarrufu: Akıllı sayaçlar, su fiyatlandırma politikaları ve halkı bilinçlendirme kampanyaları.

Gelecek İçin Öneriler

Prof. Dr. Türkeş, “Bilimsel temellere dayalı, bölgesel hidroklimatoloji ve değişen iklim koşullarını dikkate alan, döngüsel ve esnek su yönetim planları oluşturulmalı” diyerek, politika yapıcıların ve yerel yönetimlerin bu yönde adım atması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, su krizlerinin önüne geçmek için toplumsal farkındalık ve eğitim programlarının artırılması, suyun değerini yeniden tanımlamaya yardımcı olacaktır.

Son Söz

Kuraklık, sadece bir doğa olayı değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal bir krizdir. Kentlerin su bütçelerinin bilimsel, dinamik ve bütüncül bir yaklaşımla hazırlanması, Türkiye’nin su güvenliğini sağlamak ve iklim değişikliğinin etkilerine dirençli bir toplum inşa etmek için kaçınılmaz bir adımdır.

Bir Yorum Yazın


Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.