2022 yılında Mersinden Kadın Kooperatifi tarafından yapılan başvuru, 2024 yılında resmi coğrafi işaret tescili ile sonuçlandı. Bu tescil, nesli tükenmekte olan yerel tarım mirasını korumanın yanı sıra, ürünün kalite standartlarını ve özgünlüğünü de belgeledi. Tescil sürecinde Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Mersin Ziraat Odası gibi kurumların iş birliği kritik rol oynadı.

Kooperatif, Avrupa Birliği’nin coğrafi işaret sistemine (PDO/PGI) entegrasyon hedefiyle bir dizi hazırlık çalışması yürütüyor. İlk aşamada, ürünün tarımsal özellikleri, üretim yöntemleri ve kalite kontrol protokolleri detaylı bir rapor hâlinde EU‑GIs veri tabanına sunulacak. YÜCİTA (Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı) kurucusu Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu’nun ekibi, bilimsel verileri standartlaştırarak başvurunun kabul şansını artırıyor.
AB tescili, sadece bir marka koruması değil; aynı zamanda pazar genişlemesi, ihracat teşvikleri ve yüksek katma değerli bir ürün olarak konumlandırılması anlamına geliyor. Bu süreç, bölge çiftçilerine yeni gelir kapıları açarken, Mersin’in gastronomi turizmine de olumlu yansıyacak.
“Mersin kan portakalı, bu kentin topraklarında yetişen çok özel, besin değeri yüksek ve korunması gereken bir tarımsal mirastır.” diyen Kooperatif Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer, tescil sürecinin yerel yönetimler, tarım teşkilatları ve bilimsel kurumlarla ortak çalışmanın bir sonucu olduğunu vurguladı. “2024 yılında tescilimizi alarak bu değeri resmen koruma altına aldık.” şeklindeki açıklaması, sürecin ne kadar titizlikle yürütüldüğünü gözler önüne seriyor.
“Kendi değerimize sahip çıkıyoruz” sözleriyle, Seçer, tescilin 12‑18 Aralık “Yerli Malı Haftası” ile çakışmasının sembolik önemine dikkat çekti. Yerli üretimin desteklenmesi, kırsal kalkınmanın güçlendirilmesi ve Mersin’in marka değerinin artırılması için coğrafi işaretin kritik bir araç olduğunu belirtti.
Hedef, Mersin kan portakalını Avrupa’da da tescilli bir marka hâline getirmek, üreticileri güçlendirmek ve kentin uluslararası tanınırlığını artırmaktır. AB tescili süreci, önümüzdeki 2‑3 yıl içinde tamamlanması planlanan bir yol haritası çerçevesinde ilerliyor.
AB tesciliyle birlikte, Mersin kan portakalı ihracat potansiyeli artacak; bu da yerel çiftçilere yeni pazar fırsatları ve daha yüksek fiyatlar sağlayacak. Ayrıca, ürünün yüksek antioksidan içeriği ve benzersiz lezzeti, gastronomi turizmi ve sağlık odaklı ürün geliştirme alanlarında da yeni iş birliği projelerinin kapısını aralayacak. Uzmanlar, coğrafi işaretli ürünlerin sürdürülebilir tarım uygulamalarıyla desteklenmesinin, bölgesel ekosistemi koruma ve biyolojik çeşitliliği artırma açısından da önemli olduğunu vurguluyor.
Bu kapsamda, Kooperatif ve ilgili kurumlar, üreticilere eğitim programları, organik tarım teknikleri ve pazarlama stratejileri sunarak, ürünün kalitesini ve rekabet gücünü sürekli yükseltmeyi planlıyor.
Sonuç olarak, Mersin kan portakalı sadece bir meyve olmaktan çıkarak, kentin kültürel kimliğinin ve ekonomik potansiyelinin simgesi haline geliyor. AB tescili hedefi, bu mirası uluslararası alanda da koruma ve tanıtma misyonunun en somut adımı olarak öne çıkıyor.