Mesut Özil, Ankara’da bulunan AK Parti Genel Merkezi’nin içinde yer alan AK Kütüphane’de gerçekleştirilen “Kütüphane Sohbetleri” adlı programa katıldı. Gençlerin sorularına yanıt verirken aynı zamanda kendi hayat hikâyesini, Almanya’da üçüncü nesil bir Türk olarak büyümenin zorluklarını ve Türkiye’ye duyduğu bağlılığı anlattı.

“Dedem Almanya’ya gittiğinde, genelde işçi olarak gittikleri için ya Türkler ya da yabancılar olurdu. Dil, aile ya da tanıdık yoktu. O dönemki samimiyet, birbirine destek olarak bugün de bizim için bir miras” diyerek Özil, göçmen ailelerin dayanışma kültürünü vurguladı. Hafta sonları büyüklerini ziyaret etmenin, aile bağlarını korumanın ve teknolojiyi bir kenara bırakıp birlikte zaman geçirmenin önemine değindi. “Bu anılar beni çok mutlu ediyor ve hâlâ aileyi bir arada tutmak için çabalıyorum” ifadeleri, onun aile değerlerine ne kadar bağlı olduğunu gösteriyor.
Özil, telefon rehberindeki en çok aranan kişinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu belirterek, gençlerin AK Parti ve Erdoğan’ı tercih etmesinin verilen sözlerin tutulması ve ekonomik gücün yanı sıra insan odaklı liderlik sayesinde olduğunu söyledi. “Sayın Cumhurbaşkanımız 2010’dan beri tanıdığım en çalışkan, yorulmadan mücadele eden bir lider” diyerek, Erdoğan’ın yoğun temposunu ve millet için gösterdiği çabayı övdü. Özellikle Erdoğan’ın Almanya, Hollanda ve Belçika’da yaşayan Türk topluluklarına ilham verdiğini, onların kendilerine güven duymalarını sağladığını vurguladı.
Programın ilerleyen dakikalarında Özil, Gazze konusundaki futbolcuların çekincelerinden bahsetti. “Gazze’yi dile getiren futbolcular, takımlarında sorun yaşıyor, bazıları dışarıda kalıyor ve susturulmaya çalışılıyor” şeklinde konuştu. “Birçok futbolcu aileleri ve kariyerleri nedeniyle çekiniyor, ancak ben inancım ve Allah’a olan bağlılığım sayesinde sessiz kalmadım” diyerek, kendisinin bu konuda susmadığını ve toplumsal duyarlılığın artırılması gerektiğini belirtti. Bu açıklamalar, uluslararası futbol camiasında da yankı bulabilecek nitelikteydi.
Genç katılımcılar, Özil’e göçmen çocukların eğitim, entegrasyon ve kimlik arayışı konularında sorular yöneltti. Özil, “Kökenimiz Türk, yetiştiğimiz ülke farklı; ama biz iki kültürü birleştirerek daha güçlü bir nesil oluşturabiliriz” diyerek, çokkültürlülüğün Türkiye’nin geleceği için bir avantaj olduğunu vurguladı. Ayrıca, gençlerin siyasi bilinçlenmesi ve aktif katılımının önemine değinerek, “Sizler bu ülkenin geleceği; sorumluluğu elinizde tutun” şeklinde bir mesajla konuşmasını sonlandırdı.