Milli Saraylar Sempozyumu Başladı – Yüzyılın Kültürel Şöleni Dolmabahçe’de Açıldı

Milli Saraylar Sempozyumu Başladı – Yüzyılın Kültürel Şöleni Dolmabahçe’de Açıldı
Yayınlama: 24.11.2025
4
A+
A-

Dolmabahçe Sarayı’nda başlayan sempozyum, Milli Saraylar’ın 100. yılını kutluyor.

Sempozyumun Açılışı ve Ana Konuşmacılar

Milli Saraylar Başkanlığı tarafından düzenlenen ve üç gün sürecek “Uluslararası Sempozyum: Milli Sarayların Yüzyılı” programı, tarihi dokusu ve mimari ihtişamıyla ünlü Dolmabahçe Sarayı’nda kapılarını açtı.

Yasin Yıldız, Milli Saraylar Başkanı, açılış konuşmasında, kurumun bir asırlık deneyime sahip olduğunu ve bu özel yıl dönümünü dünya çapındaki saygın kuruluşlarla birlikte kutlamaktan onur duyduklarını vurguladı.

“Türkiye’nin kültürel mirasının saray‑müzeler bölümü, 1924‑1925 yıllarında kritik bir dönüşüm yaşamış; o dönemde miras eserleri farklı kurumların eline dağıtılmıştı.” diyerek tarihi süreci özetledi.

Saray‑Müzelerin Tarihsel ve Sosyal Önemi

Yıldız, Topkapı, Dolmabahçe, Beylerbeyi, Yıldız ve Edirne saraylarıyla birlikte kasır, köşk ve diğer miras eserlerinin, kuruluşlarından bu yana çoğunlukla müzecilik ve koruma faaliyetleri dışında kullanıldığını belirtti. 1925 yılının Ocak ayında Milli Saraylar Müdürlüğü’nün, mevcut saray, köşk ve taşınabilir sanat eserlerini koruma amacıyla kurulduğunu hatırlattı.

1960‑70’li yıllarda ilk kapsamlı dönüşümün, TBMM Teşkilat Kanunu’nda 1983’te yapılan değişiklikle başladığını ve bu süreçte müzecilik, restorasyon ve kültürel etkinliklerde yeni düzenlemeler hayata geçirildiğini ifade etti.

Gelecek Vizyonu ve Uluslararası Boyut

2018 yılında Milli Saraylar, Cumhurbaşkanlığına bağlı müstakil bir tarihi ve kültürel miras kurumu olarak yapılandırıldı. Yıldız, “Milli Saraylar bugün, 1924 yılında dağılan Türkiye tarihi mirasının saray‑müzeler bölümünü tek bir çatı altında topluyor. Bu sayede mimari eserler, bahçeler ve taşınır hazineler sistematik bir şekilde yönetiliyor, restorasyon maliyetleri ise öz kaynaklarla karşılanıyor.” şeklinde açıklama yaptı.

Kuruluş, saray‑müzelerin hem mimari hem de toplumsal sembolizm taşıdığını, bu yapıların egemenliğin ve kültürel kimliğin belgeleri olduğunu vurguladı. “Bu eserler, yalnızca korunmakla kalmamalı, aynı zamanda dünya kamuoyu ile buluşarak ortak bir kültürel mirasın parçası haline gelmelidir.” dedi.

Bilim ve Değerlendirme Kurulu’nun Katkısı

Sempozyumun ilk oturumunda Milli Saraylar Bilim ve Değerlendirme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sadettin Öktem, 100. yıl dönümünün önemini vurguladı. Öktem, “Milli Saraylar, mekan, eşya ve sanat eserlerini korurken aynı zamanda toplumsal hafızamıza yön veriyor. Bu süreçte iki temel hedefimiz var: birincisi, tarihsel hazineleri kendi kültürel çerçevemizde sunmak; ikincisi, uluslararası alanda tanıtım yaparak medeniyetler arası iletişimi güçlendirmek.” şeklinde konuştu.

Sempozyum, Dolmabahçe, Topkapı ve Yıldız Sarayları’nda üç gün boyunca devam edecek, farklı oturumlarla miras yönetimi, restorasyon teknikleri, dijital koruma ve kültür turizmi gibi konulara derinlemesine değinecek.

Etkinliğin Toplum ve Ekonomi Üzerindeki Etkileri

Yıldız, kültürel mirasın sürdürülebilirliğinin büyük bütçeler gerektirdiğini, ancak doğru stratejilerle hem kamu bütçesine yük olmadan hem de turizm gelirleriyle desteklenebileceğini belirtti. Sempozyum, akademisyen, restorasyon uzmanı, müze yöneticisi ve uluslararası delegelerin bir araya gelmesiyle, Türkiye’nin saray‑müze modelini dünya çapında örnek gösterme potansiyeli taşıyor.

Bir Yorum Yazın


Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.