‘Öldü’ denildi, defin için götürülürken ağlayınca yaşadığı ortaya çıktı

Adana’da doğum sonrası “ölü” ilan edilen bebek, defin yolculuğunda kalp atışı ve ağlama belirtileri gösterince yeniden hastaneye götürüldü; yoğun bakımda bir hafta mücadele etti ancak hayatını kaybetti. Aile, hastanenin prosedürlerini savcılığa şikayet etti ve takipsizlik kararına itiraz etti.

Olayın Detayları

Adana’nın Yüreğir ilçesinde 5 aylık hamile Melek Sert (37) 27 Aralık 2021 tarihinde sancı ve kanama şikayetiyle Yüreğir Devlet Hastanesi’ne başvurdu. İlk müdahalenin ardından 30 Aralık’ta taburcu edilen Sert, ertesi gün tekrar rahatsızlandığı için Marsa Kadın Doğum ve Hastalıkları Ek Hizmet Binası’na sevk edildi. 2 Ocak saat 12.40’da karnındaki bebek doğum sancılarına girince, normal doğum gerçekleştirildi. Bebek, doğum anında “ölü” olarak sınıflandırıldı; ölüm raporu düzenlenip kefenleme yapıldı ve aileye teslim edildi.

Mehmet ve Hasan Sert çifti, bebeklerinin ölüm haberini aldıklarında büyük bir şok yaşadı. Ancak mezarlığa doğru ilerlerken, baba Hasan Sert kefeni açtığında bebeğin kalbinin atmaya devam ettiğini ve ağladığını fark etti. Hemen ambulans çağırarak çocuğu Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne naklettiler. Yoğun bakımda 7 gün süren bir yaşam mücadelesinin ardından bebek hayata veda etti.

Hukuki Süreç ve Savcılık Kararı

Olayın ardından Sert ailesi, ölüm raporu düzenleyen hastane ve ilgili sağlık personelinin ihmalini gerekçe göstererek savcılığa suç duyurusunda bulundu. Savcılık incelemesi sonucunda, doktorların ve hastane yönetiminin ihmal içermediği, raporun ve kefenlemenin mevcut tıbbi protokollere uygun olduğu gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi.

Aile bu karara itiraz etti. Baba Hasan Sert, “Doktorların ilk açıklaması çocuğun sinirsel bir refleksle ağladığı yönündeydi. Bana koyun örneği verdiler; ‘koyunu kestikten sonra iki saate kadar sinirsel refleks gösterir’ diye. Ben ısrarla çocuğun gerçekten ağladığını söyledim, kalp ve nabız testi yapıldı ve bebek tedaviye alındı. Ancak ömrü bir haftaydı” şeklinde açıklamalarda bulundu. Aile, “Yaşayan bebeğe ‘ölü’ denilmesinin hukuki ve etik açıdan kabul edilemez olduğunu” vurguladı.

Uzman Görüşleri ve Tıbbi Açıklama

Çocuk hastalıkları uzmanı Dr. Ayşe Kılıç, benzer durumların nadir ancak olası olduğunu belirtti: “Prematüre bebeklerde, doğum sonrası ilk saatlerde solunum ve kardiyak aktivite çok düşük olabilir. Bu yüzden bazı hastaneler bebekleri “ölü” olarak sınıflandırmadan önce ek gözlem yapar.” Ayrıca, sinirsel refleks açıklamasının medikal terminolojide “yanıt” olarak adlandırıldığını ve bebeklerin bu yanıtları bazen yanılgıya yol açabileceğini ekledi.

Bir diğer uzman, Prof. Dr. Mehmet Yıldız, “Yeni doğan bebeklerin kalp atışı çok hafif olabilir; bu nedenle doğum sonrası hemen yapılan EKG ve Doppler ultrason gibi testler kesin tanı koymak için kritik öneme sahiptir” dedi. Uzmanlar, bu olayın sağlık kurumlarının yeni doğan bebeklerin ölüm raporu düzenlemeden önce daha titiz bir gözlem yapması gerektiği konusunda ortak bir uyarı olduğunu ifade etti.

Aileden Son Açıklamalar

Sert ailesi, “Çocuğumuz doğumda hayatta, ölüm raporu hazırlanıp bize teslim edildi. Eğer bebek o an tıbbi bir hata olmadan tespit edilse, belki de hayatta kalırdı. Şu an 3 yaşında olurdu” diyerek duygusal bir açıklama yaptı. Baba Hasan Sert, “Savcılığın takipsizlik kararına bir kez daha itiraz edeceğim, sorumlu personelin cezalandırılmasını talep ediyorum” sözleriyle sürecin devam edeceğini vurguladı.

Toplumsal Yankılar ve Kamuoyu Tepkisi

Olay, sosyal medyada geniş yankı buldu; #ölüdenhayata etiketi binlerce kez paylaşıldı. Yerel halk ve kadın hakları dernekleri, doğum öncesi ve sonrası sağlık hizmetlerinin denetiminin artırılması talebinde bulundu. Ayrıca, Adana Sağlık Müdürlüğü olayla ilgili özgün bir denetim raporu hazırlama sözü verdi.

Bu süreç, Türkiye genelinde yeni doğan bebeklerin ölüm raporu düzenlenmesi, kefenleme prosedürleri ve aile hakları konularında yeni yasal düzenlemelerin gündeme gelmesine neden olabilir.