İş dünyasında promosyon kavramı, çalışanların bankalardan alabilecekleri ek gelirleri ifade eder ve genellikle işverenin onayına bağlıdır. “Bu işçinin kendi parasında bile patron karar veriyor” diyerek TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, bu uygulamanın adaletsizliğine dikkat çekti.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndaki hükümet temsilcilerinin sayısının azaltılması önerisini görüşmek üzere bir araya geldi. Toplantı sonunda Atalay, konuyu özel sektör çalışanlarının promosyon alamaması üzerine odakladı ve bu sorunun asgari ücret kadar acil bir problem olduğunu belirtti.
Atalay, “Bu işçinin kendi parası… Ama promosyon alınıyor, patron ‘veriyorum’ ya da ‘vermiyorum’ diye karar veriyor” şeklindeki açıklamasıyla, işçilerin promosyon sözleşmelerinde söz hakkının olmamasını büyük bir adaletsizlik olarak nitelendirdi. Bu durumun sadece bir ücret meselesi olmadığını, aynı zamanda işçinin emeğinin maddi bir getirisi üzerinden devre dışı bırakılması anlamına geldiğini vurguladı.
Toplantı sırasında Atalay, asgari ücretin mevcut seviyesinin çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığını belirtti: “Bu parayla bir ayı geçirmeyi bırak, bir haftayı bile tamamlayamazsın. Asgari ücretlinin kayıpları karşılanmalı, üzerine refah payı eklenmeli.” Böylece promosyon sorununu, asgari ücret reformu ile paralel bir hak kaybı olarak ele aldı.
Atalay, komisyon yapısının değişmesiyle birlikte gerçek çözümün kriterlerin adil şekilde belirlenmesi olduğunu vurguladı. Bakanlıktan yeni bir kararname beklenirken, resmi bir belge olmadan tavır belirlemenin mümkün olmadığını dile getirdi. TÜRK-İŞ’in asgari ücret masasındaki geleceği, yazılı bir düzenleme çıktığında netleşecek.

Uzmanlar, promosyon konusunun çözülmesinin sadece bankacılık sektörüyle sınırlı kalmayacağını, çalışma hayatının her alanında eşit hakların sağlanması açısından kritik bir adım olacağını belirtiyor. İşveren birlikleri ise, promosyon politikalarının şirket maliyetleri üzerindeki etkisini göz önünde bulundurarak dengeleyici bir yaklaşım talep ediyor.
Bu tartışmalar, Türkiye’nin çalışma piyasası reformları çerçevesinde hem asgari ücret hem de yan hakların yeniden yapılandırılması gerektiğine işaret ediyor.