CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Dünya Madenciler Günü dolayısıyla sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde maden şehitlerimizi rahmetle anıyor; tüm maden emekçilerimizi saygıyla selamlıyorum. Bu ülkenin yeraltındaki emeğini, yer üstünde hak ettiği değere kavuşturacağız. İşçiler insanca ücretlerle, güven içinde çalışacak, para hırsına kurban edilmeyecek. Çok olacağız ve kaderini değiştireceğiz bu ülkenin” ifadelerini kullandı.
Mesajında, Zonguldak’ı konu alan şair Kemal Özer‘in ünlü dizelerine de yer veren Özel, “Her gün yeni ağızlar eklendi ağızlarına, yeni yollarla tanıştı ayakları. Her gün yeni kabuklar çatladı, yeni kulaklar işitmeye başladı söylediklerini. Bir kent oldular sonunda ve adını değiştirdiler ülkenin” sözlerini alıntılayarak madencilik tarihine ve geleceğine dikkat çekti.


Özel, madencilik sektörünün sadece ekonomik bir faaliyet olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk olduğunu belirtti. “İşçiler insanca ücretlerle, güven içinde çalışacak” diyerek işçi hakları, güvenlik önlemleri ve adil ücretlendirme konularına odaklandı. Ayrıca, madencilik sektöründe para hırsının önüne geçilmesi gerektiğini, bu alandaki yatırımların çalışanların yaşam kalitesini artıracak şekilde yönlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Bu mesaj, özellikle Zonguldak ve Türkiye’nin diğer madencilik bölgelerinde çalışan ailelerin ve sendikaların yakından takip ettiği bir açıklama oldu. Özel’in ifadeleri, madencilerin yer altındaki emeğinin görünürlüğünü artırma ve hak ettikleri değerin üst düzeye çıkarılması yönünde bir politika çerçevesi oluşturma çabasını yansıtıyor.
Özel, “Çok olacağız ve kaderini değiştireceğiz bu ülkenin” sözleriyle, madencilik sektörünün Türkiye’nin ekonomik ve sosyal dönüşümünde kritik bir rol oynayacağını ifade etti. Bu bağlamda, çevre dostu madencilik teknolojileri, enerji güvenliği ve yerel istihdam politikalarının güçlendirilmesi gerektiğini ima etti.
Mesaj, sadece bir kutlama niteliği taşımakla kalmayıp, aynı zamanda maden işçilerinin haklarını koruma ve çalışma koşullarını iyileştirme yönünde siyasi bir taahhüt olarak da yorumlanıyor.