Sendikalaşma Oranı Artıyor: 2025’te %14,02’ye Ulaştı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, işçilerin sendikalaşma oranının 2025’te %9,21’den %14,02’ye çıkacağını duyurdu ve bu artışı destekleyen reformları açıkladı.

Bakan Işıkhan’ın Açıklamaları

ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 50. yıl etkinlikleri kapsamında Ankara Ticaret Odası (ATO) Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlenen “1’inci Türkiye Buluşması Programı”na katıldı. “İşçilerde sendikalaşma oranı yüzde 9,21’den 2025 yılı itibarıyla yüzde 14,02 seviyelerine yükseldi,” diyerek yeni hedefi vurguladı.

Bu açıklama, HAK‑İŞ’in 50. yıl etkinlikleri sırasında yapıldı ve bakanın sendika hareketine verdiği önemin bir göstergesi olarak yorumlandı. Işıkhan, sendikalaşmanın üretim barışını teminat altına alarak verimliliği artırdığını belirtti ve çalışanların haklarını korumanın ekonomik istikrar için kritik olduğunu sözlerine ekledi.

Reform Paketi ve “Noter Şartı” İyileştirmeleri

İşçi temsilcileriyle yaptığı görüşmelerde “Noter şartı, prosedürel engeller ve iş yeri tespiti gibi meseleleri sadeleştirdik” dedi. Bakan, toplu sözleşme süreçlerini daha öngörülebilir, daha düzenli ve kapsayıcı bir yapıya kavuşturduklarını, Çalışma Meclisi, Üçlü Danışma Kurulu ve Kamu Personeli Danışma Kurulu gibi mekanizmaları yeniden çalışma hayatının merkezine aldıklarını vurguladı.

Sendikalaşmanın Ekonomik ve Sosyal Boyutu

“İşçi olmadan işveren olmaz, işveren olmadan üretim olmaz, üretim olmadan da güçlü bir Türkiye olmaz” diyerek, sendikalaşmanın sadece bir hak mücadelesi olmadığını, aynı zamanda ülkenin ekonomik büyümesinin ve sosyal adaletin temel taşı olduğunu ifade etti. Bu bağlamda, işçi haklarının korunmasıyla doğrudan istihdam artışı ve üretim kapasitesinin güçlenmesi hedefleniyor.

Türkiye Yüzyılı Vizyonu

Bakan Işıkhan, “Türkiye Yüzyılı vizyonuyla; emeğin, üretimin ve sosyal adaletin yeni bir seviyeye taşınacağı güçlü bir dönemin başlangıcındayız” diyerek, sendikalaşma artışını ülkenin uzun vadeli kalkınma planının bir parçası olarak konumlandırdı. Çalışma hayatının her alanında güçlendirilmesi, sosyal güvenliğin daha adil ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşması hedefiyle ilerleniyor.

Bu politikaların hayata geçirilmesi, sadece işçi sınıfının değil, tüm toplumun faydasına olacak; aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel rekabet gücünü artırarak, “Türkiye Yüzyılı”nın en önemli yapı taşlarından birini oluşturacak.