Türkiye şampiyonluklarının ardından ilk kez milli formayla Tokyo’da düzenlenen 2025 İşitme Engelliler Yaz Olimpiyat Oyunları‘na katılan genç güreşçi, 19 ülkenin temsil edildiği 125 kg serbest stil müsabakasında üçüncü sıraya oturdu. Bu tarihi başarı, 23 yaşındaki sporcu için sadece bir madalya değil, aynı zamanda engellilikle mücadele eden binlerce gencin ilham kaynağı oldu.


Çocukluk döneminde işitme kaybı yaşayan Seymen Berke Nergiz, doktorunun önerisiyle spora yöneldi. Antrenörlerinin keşfiyle güreşe başlayan genç, kısa sürede yıldızlar, gençler ve büyükler kategorilerinde Türkiye şampiyonlukları elde etti. Onun hikâyesi, sporun rehabilitasyon ve toplumsal entegrasyon gücünü gözler önüne seriyor.
Olimpiyat öncesinde Seymen ve takımı, yaklaşık 9 ay süren yoğun bir kamp programı yürüttü. “Kamp sürecinde hem fiziksel hem de mental anlamda çok zorlu anlar yaşadık, fakat bu zorluklar bizi daha da güçlendirdi” diyen Nergiz, kampın ardından elde ettiği bronz madalyanın emeğin bir karşılığı olduğunu vurguladı.
“Milli takımda bulunmanın vermiş olduğu o yükü hissettim,” diyerek duygularını ifade eden Seymen, “İlk uluslararası tecrübem olduğu için inanılmaz derecede stres yaşadım. Ancak podiumda üçüncü olarak yer almak, benim için ayrı bir onur ve motivasyon kaynağı oldu” şeklinde konuştu.
Takım antrenörü Salim Güzel, “Bu bizim ilk uluslararası deneyimimizdi ve Seymen’in gelişimini yakından izlemek büyük bir ayrıcalıktı. Onun azmi ve disiplinli çalışması, bu madalyayı kazandırdı” diye konuştu.
Diğer antrenör Yakup Kaçmaz ise “Amacımız her zaman şampiyonluk; Seymen’i bir sonraki olimpiyatlarda birincilik kürsüsünde görmek istiyoruz” diyerek hedeflerini netleştirdi.
Seymen, bir sonraki yıl düzenlenecek dünya ve Avrupa şampiyonalarına katılmayı ve bir sonraki olimpiyat oyunlarında birinci olarak İstiklal Marşı’nı okutmayı hayal ettiğini belirtti. Federasyonun sağladığı 8 farklı kamp ve altyapı desteği, sporcuların bu tür büyük hedeflere ulaşmasında kritik bir rol oynuyor.
Bu başarı, yalnızca bir spor dalında elde edilen bir madalya olmanın ötesinde, işitme engelli bireylerin toplumsal hayata entegrasyonu ve sporla rehabilitasyonunun ne kadar etkili olabileceğini gösteriyor. Seymen’in hikâyesi, genç nesillere “engelleri aşabiliriz” mesajını güçlü bir şekilde iletiyor.