Şi ve Macron Chengdu’da Bir Araya Geldi

Çin ve Fransa liderleri, kültürel miras ve ekonomik iş birliği temasını Chengdu’da ele aldı.

Buluşmanın Arka Planı

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve eşi Peng Liyuan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve eşi Brigitte Macron ile Sichuan eyaletinin başkenti Chengdu’da buluştu. Bu görüşme, iki büyük ekonomi arasındaki stratejik ortaklığın derinleştirilmesi ve bölgesel kültürel mirasın ortak koruma çabalarının artırılması amacıyla planlandı.

Chengdu, antik İpek Yolu’nun önemli bir durağı olması ve modern teknoloji şehirleri arasında hızla yükselmesiyle diplomatik buluşmalar için ideal bir ortam sunuyor.

Dujiangyan Sulama Sistemi Üzerine Detaylı Açıklamalar

Görüşme sırasında Şi, Dujiangyan Sulama Sisteminin tarihçesini ve dünya mirası listesinde yer almasının arkasındaki doğayla uyum prensibini detaylı bir şekilde anlattı. Bu antik su yönetim sistemi, 2.500 yıldan beri Çin’in tarımsal verimliliğini artırmış ve bölge halkının yaşam kalitesini yükseltmiştir.

Şi, “Bu sistem, insanlığın doğa ile birlikte var olma becerisinin en güzel örneklerinden biridir. Ülkeler yalnızca maddi birikimle değil, manevi uygarlığın yükselmesiyle de güçlenir.” şeklinde konuştu.

Fransız Perspektifi ve Ortak Projeler

Macron, Fransa’nın tarihî ve kültürel zenginliğini vurgulayarak, iki ülkenin ortak tarihsel mirasını “kültür diplomasi” kapsamında nasıl pekiştirebileceklerini açıkladı. Özellikle sürdürülebilir enerji, akıllı şehir altyapısı ve turizm projeleri üzerinde iş birliğinin artırılması hedefleniyor.

Macron, “Çin ve Fransa, köklü geçmişleriyle bugünkü modern dünyada birlikte daha büyük bir refah inşa edebilir. Bu iş birliği, sadece ekonomik değil, aynı zamanda kültürel bir köprü olacaktır.” dedi.

Gelecek Vizyonu

Görüşmenin sonunda, iki lider ortak bir bildiri yayımlayarak, ikili ticaret hacminin %15 artırılması, genç girişimciler için değişim programları ve Dujiangyan gibi tarihî sitelerin korunması için ortak fonların oluşturulması kararı aldılar. Bu adımlar, Asya‑Avrupa arasında yeni bir diplomasi modeli oluşturma yolunda atılmış kritik bir adım olarak değerlendirildi.