Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, sürdürülebilir finansman araçlarının ekonomilerin istikrarı ve şirketlerin sağlıklı finansal sonuçlar elde etmesi açısından stratejik öneme sahip olduğunu bir kez daha teyit etti. Bu çerçevede, İklim ve Kalkınma Hedeflerine Uyumlu Finans temasıyla 11. Sürdürülebilir Finans Forumu, İstanbul Finans Merkezi VakıfBank Konferans Salonu’nda, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) ile UN Global Compact Türkiye işbirliğiyle gerçekleştirildi.


Forumun kapanış konuşmasında Gönül, iklim değişikliğinin sadece çevresel bir sorun olmadığını, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla tüm yerküreyi etkileyen çok yönlü bir tehdit olduğunu vurguladı. Orman yangınları, uzun süreli kuraklıklar, seller, şiddetli fırtınalar ve mevsim kaymaları gibi olayların, tarım verimliliğinden su kaynaklarına, sanayi ve enerji altyapısına kadar geniş bir yelpazede şirketlerin finansal tablolarına ek yükler getirdiğini belirtti.
Bu risklerin şirketlerin bilançosunda arızi ya da kalıcı sorunlara yol açabileceğini hatırlatarak, sürdürülebilir finansman araçlarının bu tür dalgalanmalara karşı bir koruma kalkanı sunduğunu ifade etti.
Gönül, “Dijitalleşme, sürdürülebilir finansın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir” diyerek, dijital teknolojilerin finansal sistemdeki dönüşümünü detaylandırdı. Blokzincir, büyük veri analitiği, yapay zeka, bulut çözümleri ve algoritmaların, şirketlerin çevresel ve sosyal etkilerini daha doğru ölçümlemelerine ve risk değerlemelerini sağlamalarına olanak tanıdığını belirtti. Bu sayede şeffaflık, erişim ve risk yönetimi konularında önemli iyileşmeler gerçekleşiyor.
SPK, bugüne kadar 600 milyar liranın üzerinde yeşil ve sürdürülebilir temalı borçlanma araçları ihracı gerçekleştiğini duyurdu. Şirketlerin bu enstrümanlara olan ilgisinin giderek artması, sürdürülebilirlik odaklı finansal ürünlerin pazar derinliğini güçlendiriyor.
Gönül, önümüzdeki dönemde sermaye piyasalarının daha güvenilir, şeffaf, derinlikli ve tabana yayılan bir yapı kazanması için dijitalleşme ve sürdürülebilirliği ana çalışma hedefleri arasına koyduklarını vurguladı. Mevzuat, altyapı ve insan kaynağı açısından kapsamlı reformlar yürütülüyor; 40 yılın ardından teşkilat yönetmeliği güncellenmiş, Finansal Teknolojiler, Uluslararası İlişkiler ve Sürdürülebilirlik ve Katılım Finans Daireleri kurulmuş durumda. 2026 yılı, bu değişikliklerle Türkiye’nin yeşil dönüşüm sürecinde sermaye piyasalarının stratejik rolünü daha görünür kılmayı, farkındalığı ve iş birliğini güçlendirmeyi hedefleyen bir dönüşüm yılı olarak planlanıyor.
Bu bütüncül yaklaşım, sadece finans sektörü için değil, ülke ekonomisinin genel sağlığı ve sürdürülebilir büyüme hedefleri için de kritik bir kilometre taşı niteliği taşıyor.