TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, dün akşam Tokat'a geldi ve bugün Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nin yeni rektörlük binasının açılışı ile Gök Medrese'de Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nin 2025-2026 Akademik Yılı açılışına katıldı. Açılışa, Kurtulmuş'un yanı sıra Tokat Valisi Abdullah Köklü, AK Parti Tokat milletvekilleri Mustafa Arslan, Yusuf Beyazıt, Cüneyit Aldemir, CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz ile öğrenciler katıldı.Türkiye'nin 2 yıldır Gazze konusunda aynı istikamette olduğunu ifade eden TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Şunu hep söylerim Türkçede güzel bir laf var. 'Kendine Müslüman' diye. Bizim millet kendine Müslüman bir millet değildir. Bizim millet önce kendi milletinin bütün fertleri olmak üzere dünyanın her yerindeki insanlarla mazlumlarla mağdurlarla ilgilenir. Onun için Gazze meselesinde Allah'a çok şükür bugün iftiharla söyleyebiliriz ki 2 yıldır millet devlet olarak aynı istikamette yürüyen ender ülkelerden birisi Türkiye'dir ve bu ülkenin her yerinde insanlar Gazze'ye destek olmak için elinden ne geliyorsa onu yapmaya gayret etmişlerdir. Bu bizim milletimizin bütün dertleriyle ilgilenmek bakımından önemli hassasiyetlerimizden birisidir. Ayrıca hedefimiz insanlık için de bir hedef olmalıdır. Yani yeryüzünde hakkaniyetin adaletin, yeryüzünde insanlığın, insafın, vicdanın hakim olması için mücadele etmek de bizim üçüncü hedefimizdir. Kendimiz, milletimiz ve insanlık. Eğer insanlık için mücadele etmek gibi bir hedefimiz olmasaydı rahmetli Gazi Osman Paşa'nın Plevne'de ne işi vardı. Geçen hafta Estergon'daydık. Estergon'da, Viyana'da ecdadın ne işi vardı. Yeryüzünün her yerinde mücadele eden Türkiye'nin Afganistan'da Somali'de, dünyanın başka yerlerinde ne işi vardır. Bosna'da barışı sağlamak için ne işi vardır. İnşallah Gazze'de temin edilen şu barış kalıcı hale gelir. Orada da Türkiye barışın devamını gözleyen gözlemci bir unsur olarak varlığını orada da sürdürür." dedi.Kurtulmuş, "O sırtına kardeşini alarak Gazze'nin sokaklarında anasının babasının izini bulmaya çalışan, o beş altı yaşındaki çocuğun ahı bütün dünyaya yeter de artar bile. Bu süre içerisinde bütün dünya imtihan verdi. İmtihan veren, insanlığı kaybeden sadece Netenyahu ve çetesi değildir. Netenyahu ve çetesi Hitler'e rahmet okutacak şekilde, Hitler'i mezarında ters döndürecek şekilde büyük zulümler işlediler, işlemeye devam ediyorlar. Ama en az onlar kadar suçlu olan onların yaptıklarına destek olan, siyasi olarak destek veren, askeri olarak destek veren birtakım başka yollarla destek verenlerdir, ülkelerdir, çevrelerdir. Yine bu sınavda sınıfta kalmış olanlar sessiz kalıp günü kurtarmaya çalışanlardır. Bir de üçüncü grup var. Dünyanın her yerinde biz ona insanlık cephesi diyoruz. Vicdan sahibi, insanlık sahibi adalet sahibi yüz milyonlarca hatta milyarlarca insanın var olduğunu söyleyebilirim. Şimdi bana buradan birisi 2 sene evvel 3 sene evvel İngiltere, Kanada, Avustralya, Fransa ve diğerleri Filistin devletini tanıyacaklar, deselerdi herhalde hepimiz güler geçerdik. Bu ülkelerin Filistin devletini tanımalarını sağlayan şey kendi halklarının sokaklara çıkarak insanlık cephesinin gür sesi olmaları ve Filistin davasına destek vermeleridir. Bugün eğer Netenyahu bir ateşkese mecbur kaldıysa, eğer Trump, Netenyahu'yu ateşkese doğru bir baskı altına alıyorsa hiç şüpheniz olmasın ki sokaklarda, meydanlarda, salonlarda bu zulmü kınayanların payı vardır" diye konuştu.

Bu ziyaret, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Gazze konusunda Türkiye'nin konumunu net bir şekilde ortaya koyması açısından önem arz etmektedir. Aynı zamanda, uluslararası toplumun Gazze'de yaşanan insanlık trajedisine karşı sorumluluklarını hatırlatması bakımından da dikkat çekicidir. Gazze'de yaşanan olaylar, dünya genelinde çok sayıda insanın hakkaniyet, adalet ve vicdan adına seslerini yükseltmelerine neden olmuştur.Gazze konusunda Türkiye'nin gösterdiği hassasiyet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki hükümetin Filistin meselesindeki duruşunun bir yansımasıdır. Türkiye, uzun yıllardır Filistin halkının haklarını savunmakta ve uluslararası platformlarda bu konudaki adaleti vurgulamaktadır.Netenyahu ve çetesinin işlediği suçlar, sadece İsrail halkının değil, aynı zamanda tüm dünyanın vicdanını sarsmıştır. Bu tür olaylar, insanlığın ortak değerleri olan insan hakları, adalet ve merhametin korunması gerektiğini bir kez daha hatırlatmaktadır.Bu tür ziyaretler ve açıklamalar, Türkiye'nin barış, adalet ve insan hakları mücadelesindeki kararlılığını göstermektedir. Aynı zamanda, uluslararası toplumun dikkatini Gazze'de yaşananlara çekerek, daha fazla insanın bu konuya dahil olmasını sağlayabilir.