Numan Kurtulmuş, terörün ülkemizdeki etkisini geride bırakma kararlılığını bir kez daha dile getirdi. “Bundan sonra bu memlekette bir tek kişinin dahi terör örgütlerine kaptırılmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu ülkede asla ve asla terörün yabancı güçlerin mafyası olmasına müsaade etmeyeceğiz” diyerek, terörsüz bir Türkiye hedefinin artık sadece bir slogan olmadığını, somut bir politika olduğunu belirtti.


Adana’ya yaptığı ziyaret kapsamında Çukurova Üniversitesi Akademik Yıl açılış törenine katılan Kurtulmuş, Birleşmiş Milletler (BM) ile terörsüz Türkiye sürecine de değindi. Bu süreçte, Türkiye’nin sadece iç güvenliğini değil, aynı zamanda bölgesel istikrarı da sağlamayı hedeflediğini vurguladı.
“Dünyanın en fazla konuşulacak konularından biri, küresel siyasal sistemdeki haksızlık ve eşitsizlikler olacak” diyen Kurtulmuş, mevcut BM yapısının fonksiyonlarını yitirdiğini ve özellikle Güvenlik Konseyi’nin güç odaklı çalışma biçiminin adaletsiz sonuçlara yol açtığını ifade etti. Rusya-Ukrayna savaşı ve İsrail’in Gazze’ye yönelik operasyonları üzerinden örnekler vererek, BM’nin karar alma süreçlerindeki veto mekanizmasının çatışmaların uzamasına neden olduğunu dile getirdi.
“İsrail ateşkesi sürekli ihlal etmekte” sözleriyle, uluslararası toplumun bu tür ihlallere karşı etkili bir müdahale geliştiremediğini eleştiren Kurtulmuş, “Sistemin güçlünün sözüne dayandığı bir yapı hâlâ var” diyerek, kökten bir reformun kaçınılmaz olduğunu savundu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her uluslararası platformda dile getirdiği “Dünya beşten büyüktür” sözünün sadece bir slogan olmadığını belirten Kurtulmuş, “Yeni bir küresel sistem ihtiyacı, millet ve insanlık adına bir temenni işidir” şeklinde konuştu. Gençlere, yeni bir Birleşmiş Milletler ve yeni bir dünya düzeni inşa etme sorumluluğunun onların omuzlarında olduğunu hatırlattı.
Terör belasını artık geride bırakıyoruz diyerek, Cumhuriyet’in 50. yılında terörün ülkenin ilerlemesini engelleyen bir “pranga” gibi kullanıldığını ve artık tarihe gönderileceğini vurguladı. Türk, Kürt, Arap ve diğer etnik grupların 86 milyon yurttaşının kardeşliğini yeniden pekiştireceklerini, bölünme ve parçalama siyasetiyle beslenen terörün tarihe karışacağını belirtti.
Son olarak, “Allah yolumuzu açık etsin, bu ülkeyi her türlü şerden korusun” diyerek, terörsüz Türkiye vizyonunun yalnızca bir söylem değil, ulusal ve bölgesel politika hedefi olduğunu bir kez daha pekiştirdi. Bu hedefe ulaşmak için toplumsal dayanışma, güçlü devlet politikaları ve uluslararası işbirliğinin el ele vermesi gerektiğini vurguladı.