ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medya hesabından Göçmenlik ve Vatandaşlık Yasasının 212(f) bölümünü paylaşarak, “Başkan, herhangi bir yabancının veya yabancı sınıfın ABD’ye girmesinin ülke çıkarlarına zarar vereceğini tespit ettiği takdirde…” ifadesiyle bu yetkinin kendisine ait olduğunu belirtti.

Paylaşılan metinde, “Başkan, herhangi bir yabancının veya yabancı sınıfın ABD’ye girmesinin ülke çıkarlarına zarar vereceğini tespit ettiği takdirde, bir bildiriyle ve gerekli göreceği bir süre boyunca, tüm yabancıların veya herhangi bir yabancı sınıfının göçmen veya göçmen olmayan statüde ülkeye girişini askıya alabilir veya yabancıların girişine uygun göreceği herhangi bir kısıtlama getirebilir” denilmektedir. Bu hüküm, başkana geniş bir takdir yetkisi tanırken, aynı zamanda zaman ve kapsam sınırlamaları getirmemektedir.
Bu tür bir yetki, 1965 tarihli Göçmenlik ve Vatandaşlık Yasasının bir parçası olarak, ulusal güvenlik ve dış politika çıkarlarıyla bağlantılı olarak tasarlanmıştır. Geçmişte benzer yetkiler, Soğuk Savaş dönemi ve terör tehditleri sırasında sıkça kullanılmıştır. Trump’ın bu açıklaması, mevcut göçmen politikaları üzerine yeni bir tartışma başlatırken, yasaların uygulama sınırlarını yeniden gözden geçirme ihtiyacını da gündeme getiriyor.
Uzmanlar, bu yetkinin geniş bir takdir alanı sunduğunu ve yanlış ya da keyfi uygulamalara yol açabileceği riskini vurguluyor. Özellikle “ülke çıkarları” ifadesinin net bir tanımı olmaması, yargı denetiminin zorlaşmasına neden olabilir. Sivil toplum kuruluşları ve bazı Kongre üyeleri, bu tür bir yetkinin Şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleriyle uyumlu olmadığını, ayrıca ABD’nin uluslararası imajını zedeleyebileceğini belirtiyor.
İttifak ülkeleri ve uluslararası göçmen hakları örgütleri, Trump’ın açıklamasını yakından izliyor. Birçok ülke, benzer kısıtlamaların ticaret, turizm ve diplomatik ilişkiler üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Önümüzdeki günlerde, Beyaz Saray’ın bu yetkiyi nasıl kullanacağı ve Kongre’nin olası denetim hamleleri, ABD göçmen politikalarının yönünü belirleyecek kritik faktörler olarak öne çıkacak.