ABD Başkanı Donald Trump, Pennsylvania’da planlanan bir ekonomi konuşması sırasında, göç konusuna yönelerek uzun süredir medyada yankı bulan “bok çukuru” ifadesini yeniden kullandı. Başkan, “Afganistan, Haiti, Somali ve benzeri ‘cehennem gibi’ ülkelerden gelen üçüncü dünya göçünü kalıcı olarak durdurduğumu duyuruyorum” sözleriyle kalabalığı şok etti.


Kalabalıktan bir katılımcı anında “shithole” diye bağırdı; Trump ise gülerek “Onu ben söylemedim, sen söyledin” diyerek olaya yanıt verdi. Bu an, sosyal medyada hızla yayılarak “Trump’ın sözleri dünya gündeminde” başlıklı bir tartışma başlatmıştı.
Trump, sözlerine devam ederken, yıllar önce bir grup Demokrat senatörle yaptığı gizli toplantıyı hatırlattı. Toplantıda, “Bu toplantı tamamen gizli, açık konuşmak istiyoruz” diyerek başlayan bir diyalogdan sonra, Trump şöyle bir soruya yer verdi: “Neden biz sürekli ‘bok çukuru’ diye tabir edilen ülkelerden insan alıyoruz? Neden Norveç, İsveç ya da Danimarka gibi ülkelerden daha fazla insan almadık?”
Başkan, “Birkaç iyi insan gönderin, sakıncası yok değil mi?” diyerek, göç politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ima etti. Ancak aynı anda “Biz hep Somali gibi sorunlarla dolu, pis, kirli, suç oranı yüksek ülkelerden insan alıyoruz” şeklinde eleştiriyi sürdürebildi.
Trump’ın bahsettiği toplantının tarihinin 2018’e denk geldiği, o dönemde CNN’in haberlerinde de “bok çukuru ülkeler” tartışması olarak geniş yankı bulduğu hatırlatıldı. O yıllarda, Trump’ın Haiti ve Afrika ülkelerinden gelen göçmenleri sorguladığı, Norveç gibi ülkelerden daha fazla göçmen talep ettiği iddiaları medyada geniş yer bulmuştu.
Bu yeni açıklamalar, hem ABD iç politikası hem de uluslararası ilişkiler açısından yeniden gündeme oturdu. Göçmen hakları savunucuları, Trump’ın sözlerini ırkçı ve ayrımcı olarak nitelendirirken, bazı muhafazakar kesimler ise “ülkenin güvenliği ve kültürel bütünlüğü” gerekçesiyle destekledi.
Avrupa Birliği ülkeleri, Trump’ın bu tarz ifadelerinin “göçmen karşıtı retorik” olduğunu belirterek eleştirdi. Özellikle Skandinav ülkeleri, “biz de insan haklarına saygı duyuyoruz, ama güvenli sınır politikaları sürdürülebilir bir çözüm değildir” şeklinde yanıt verdi.
Türkiye’de ise, gündem başlıklarından biri haline gelen bu haber, özellikle göçmen politikaları ve ABD‑Türkiye ilişkileri çerçevesinde tartışıldı. Türkiye’nin, Afganistan ve Somali’den gelen mültecileri barındırma politikası de bu bağlamda yeniden değerlendirildi.
Özetle, Trump’ın geçmişteki sözlerini yeniden gündeme taşıması, göçmen politikaları ve uluslararası diplomasi alanında yeni bir tartışma dalgası başlattı.