Tufan Erhürman: Türkiye’deki Algıyı Yeniden İnşa Etmemiz Gerekiyor

Kıbrıs’ın kuzeyindeki Türk yönetiminin yeni lideri Tufan Erhürman, ülkenin iç ve dış politikalarında radikal bir dönüşüm ihtiyacına işaret etti.

Yeni Dönem Vurgusu

Erhürman, seçimlerde %62 oy alarak yeni hükümetin başına geçtiğini ve “yeni bir dönem” başlatmak için kapsamlı reformlar gerektiğini belirtti. Kumarhaneler, mafya ve kara para gibi olumsuz imajların değişmesi en büyük önceliklerden biri olarak ortaya koyuldu.

Ekonomik ve Kurumsal Reformlar

Erhürman, KKTC’nin kayıt dışı ekonomisinin ciddi boyutlarda olduğunu vurgulayarak, vergi ödeme isteğinin artırılması ve kayıt dışı faaliyetlerin sisteme entegre edilmesinin zorunlu olduğunu söyledi. “Ekonomiden kurumsal yapıya kadar köklü değişiklikler içeren yeni bir düzene ihtiyacımız var” diyerek geniş kapsamlı bir ekonomik revizyon planını duyurdu.

Bu çerçevede, online casino düzenlemeleri, vergi politikaları ve genç iş gücünün istihdamı konularında da yeni düzenlemeler gündeme getirildi. Erhürman, bu düzenlemelerin geri çekilebileceğini ancak süreç içinde hükümetle diyalog ve gerekirse hukuki mekanizmaların devreye sokulacağını vurguladı.

Dış Politika ve Türkiye ile İlişkiler

Erhürman, Türkiye kamuoyunda Kıbrıs’ı “casonolar, mafya, gece kulüpleri ve kara para” gibi başlıklarla anıldığını belirterek, bu algının tek taraflı bir bakış açısı olduğunu savundu. “Bu alanlarda sorunlarımız var ama KKTC ve Kıbrıs Türk halkı bunlarla sınırlı değil” diyerek, iki ülke arasındaki iletişimin monolog değil diyalog temelli olması gerektiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve iktidar partisinden kutlama mesajları alındığını, ancak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Erhürman’ı “federasyoncu” olmakla eleştirdiğini hatırlatan Erhürman, “Türkiye‑KKTC ilişkileri başka iki devlet ilişkisiyle kıyaslanamaz; özel bir hassasiyet gerektirir” ifadelerini kullandı.

Güvenlik, Enerji ve Bölgesel Müzakereler

Erhürman, 11 Aralık’ta Birleşmiş Milletler yetkilileri ve Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile yapılacak görüşmelerin çerçevesinde, 5+1 formatındaki (Türkiye, Yunanistan, İngiltere, Kıbrıs Türkleri, Kıbrıs Rumları ve BM) yeni bir konferansın kapılarını tamamen kapatmadıklarını, ancak konular olgunlaşmadan adım atmanın doğru olmayacağını belirtti.

Güven artırıcı önlemleri içeren 10 maddelik bir planı masaya getireceklerini söyleyen Erhürman, Metehan Sınır Kapısı’ndaki kuyruklara son vermek, hellim peynirinin uluslararası tescili, ara bölgede solar enerji sistemi kurulması ve gençler arasında spor müsabakaları gibi somut adımların atılacağını açıkladı.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tek taraflı hidrokarbon ihaleleri ve deniz yetki alanları konusundaki eleştirileri de gündeme taşıyan Erhürman, bölgesel enerji projelerinde Kıbrıs Türk tarafının iradesinin göz ardı edildiğini vurguladı.

İlahiyat Koleji Protokolü ve Toplumsal Hassasiyet

Erhürman, Gazimağusa’da bulunan İlahiyat Koleji’nin protokolünün laiklik ve din özgürlüğü açısından sorun oluşturmadığını belirtmek için Anayasa Mahkemesi’nden görüş talep etti. Bu talebin temelinde çocukları siyasi gerilimden koruma hassasiyetinin yattığını dile getirdi. “Anayasaya aykırıysa aykırıdır, değilse değildir. Tartışma bitsin ki, okul açıldığında çocuklar bir kriz yaşamaz” şeklinde bir açıklama yaptı.

Bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da ziyareti gerçekleşti; Erhürman, ziyareti “tamamen nezaket çerçevesinde” olarak nitelendirdi ve İlahiyat Koleji konusunun gündeme gelmediğini belirtti.

Son Söz ve Gelecek Vizyonu

Erhürman, “Türkiye‑KKTC ilişkileri başka iki devletin ilişkileriyle kıyaslanamaz; bu ilişkilerin gerektirdiği hassasiyeti sergilemek zorundayız” diyerek, iki ülke arasındaki diplomatik diyaloğun önemi üzerinde durdu. Yeni dönemde, algının yeniden inşası, ekonomik reformlar ve bölgesel güvenliğin güçlendirilmesi temel hedefler olarak belirlendi.