Türkiye, 1934 yılında kadınlara tam seçim hakkı tanıyan ilk ülkeler arasında yer alarak, dünya çapında bir öncül konumuna yükseldi. Bu tarihi adım, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Kadınlar, milletin yarısını oluşturur; onların hakları, milletin haklarıdır.” sözüyle de desteklenmişti. 91 yıl sonra, bu hakların toplumsal hayata entegrasyonu hâlâ tam anlamıyla gerçekleşmemiş olsa da, her yıl bu dönüm noktasının anılması, hakların korunması ve genişletilmesi adına bir hatırlatma işlevi görüyor.
Atatürk, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında kadınların eğitim, çalışma ve siyasi alanda aktif rol alması için kapsamlı reformlar hayata geçirdi. Kadınların meclise seçilebilmesi, belediye meclislerinde temsil edilmesi ve kamu görevlerinde yer alması, o dönemde tarihi bir dönüşüm olarak kabul edildi. Bu reformların temelinde, kadınların sadece “ev kadını” olarak görülmemesi, aynı zamanda “vatandaş” olarak hak ve sorumluluklarının da tanınması yatıyordu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sosyal medya hesabından yaptığı duygusal paylaşımda, “Dünyanın pek çok ülkesinden daha önce Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanıyan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Cumhuriyet kadrolarını minnetle yad ediyorum. Bugün de eşitliği hayatın her alanında var edecek bir geleceği kadınlarla birlikte kuracağımızın sözünü yineliyorum. Mücadelemiz, emeği görünmeyen, sözü bastırılan, güvensiz, güvencesiz bırakılan tüm kadınlar içindir.” ifadelerini kullandı. Bu mesaj, kadınların hâlâ karşılaştığı ekonomik, sosyal ve politik engelleri hatırlatarak, eşitlik mücadelesinin devam etmesi gerektiğine dikkat çekti.
Seçme ve seçilme hakkının 91. yıldönümü, sadece geçmişteki bir başarıyı kutlamakla kalmayıp, günümüzde hâlâ süren cinsiyet eşitsizliği sorunlarına da ışık tutuyor. Kadınların iş gücüne katılımı, siyasi temsiliyet oranları ve toplumsal cinsiyet temelli şiddet gibi konular, bu kutlamanın yanısıra tartışılması gereken kritik başlıklar arasında yer alıyor. Özgür Özel’in vurguladığı gibi, “eşitliği hayatın her alanında var edecek bir gelecek” inşa etmek, sadece bir slogan olmaktan çıkıp, somut politika ve uygulamalarla desteklenmelidir.
