Türkiye ve Endonezya arasındaki diplomatik ilişkilerin 75. yıl dönümü dolayısıyla Ankara’da gerçekleştirilen “Türkiye‑Endonezya Ortaklık Forumu” iki ülkenin dışişleri bakanlıkları, akademik çevreleri, sivil toplum kuruluşları ve savunma sanayi temsilcilerini bir araya getirdi. Forum, sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki oturum halinde düzenlendi; her oturumda Türkiye’den Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu ve Endonezya’nın İstanbul Başkonsolosu Darianto Harsono konuşma fırsatı buldu.

Katılımcılar arasında SETA Genel Koordinatörü Doç. Dr. Nebi Miş, Endonezya Dışişleri Bakanlığı Dış Politika Strateji Ajansı (FPSA) Başkanı Muhammad Takdir, akademisyen Prof. Dr. Gürol Baba ve çeşitli özel sektör temsilcileri yer aldı. Hepsi, iki kıta arasındaki stratejik ortaklığın yeni bir döneme gireceğini vurguladı.
Forumun açılış konuşmasında “Küresel ekonomideki derin değişikliklere rağmen G20 üyesi Türkiye ve Endonezya güçlü bir dayanıklılık sergiliyor” diyen Tuzcu, iki ülkenin de yıllık büyüme oranlarını korumaya odaklandığını belirtti. Endonezya’nın ASEAN içinde en büyük ekonomi konumunu, bölgesel bir merkez olma yolunda ilerlediğini ve küresel değer zincirlerine daha fazla entegre olduğunu vurguladı.
Bu bağlamda, ticaret hacmi 2024 yılında %12 artış göstererek 5,3 milyar dolar seviyesine ulaştı; aynı zamanda yatırım projeleri kapsamında Türkiye’den 25 savunma firması Endonezya’da bir fuarda yer alarak teknoloji transferi ve ortak Ar‑Ge çalışmalarına öncülük etti.
İstanbul Başkonsolosu Harsono, “2050’ye kadar yeşil ve temiz enerji, dijital dönüşüm ve otomasyonun kritik bir rol oynayacağı” görüşünü paylaştı ve iki ülkenin savunma alanındaki işbirliğinin bu hedeflerle paralel gelişmesi gerektiğini vurguladı. Harsono, Endonezya’nın ham madde zenginliğini, Türkiye’nin ileri teknoloji kapasitesiyle birleştirerek kapsayıcı yenilikler üretilebileceğini söyledi.
Forumda ayrıca savunma sanayi temsilcileri arasında gerçekleşen bir panelde, ortak füze sistemleri ve deniz güvenliği projeleri üzerine ön görüşmeler yapıldı; bu projelerin 2027 yılına kadar prototip aşamasına gelmesi planlanıyor.
Prof. Dr. Gürol Baba, iki ülkenin “orta güç” konumunu pekiştirmesi gerektiğini, teknoloji transferi ve deniz hukuku konularında “işbirliği alışkanlığı” geliştirilmesini önerdi. Baba, MIKTA (Meksika‑Endonezya‑Kore‑Türkiye‑Avustralya) platformunun bölgesel deniz güvenliği ve enerji geçiş noktalarında kritik bir rol oynayabileceğini belirtti.
Muhammad Takdir ise, Endonezya’nın “ulusal çoğulculuğu koruması” gerektiğini, Türkiye’nin 21. yüzyılın gücü olma yolunda ilerlediğini ve 2045’te “Altın Endonezya” vizyonunun gerçekleşmesi için ortak stratejik planlar yapılması gerektiğini ifade etti. Takdir, Çin ve BRICS’in bölgesel dinamiklerini de göz önünde bulundurarak, orta güçlerin “ahlaki ve entelektüel temenniye dayalı” bir dış politika izlemeleri gerektiğini vurguladı.
Endonezya Dışişleri Bakanlığı temsilcisi Dr. Tufan Kutay Boran, “Kazan ama başkasına zarar verme, karşılıklı fayda ara” prensibini hatırlatarak, Jakarta’nın “Bebas‑Aktif” (özgür ve etkin) dış politika anlayışının esneklik ve karşılıklı kazanım sağlayacağını söyledi. Boran, Türkiye’nin 2019’da başlattığı “Yeniden Asya” girişiminin bölgesel entegrasyon için bir köprü işlevi gördüğünü ekledi.
Öğleden sonra gerçekleşen “İkili ve Sektörel” oturumda Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler Genel Müdür Vekili Korkut Güngen, iki ülkenin G20 ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) gibi çok‑taraflı platformlarda ortak hareket ettiğini, 2025 yılında Endonezya’da düzenlenecek savunma fuarına Türkiye’nin 25 firmasıyla katılacağını duyurdu.
Güngen, “Coğrafi olarak uzak olabiliriz, ancak ortak değerler ve tarihimiz bizi birleştiriyor. Karşılıklı güven ve dostluk, diplomasi sınırlarını aşar” diyerek ilişkilerin derinleşmesinin altını çizdi. Bu kapsamda, Türkiye‑Endonezya arasında yeni bir savunma modernizasyon çerçevesi oluşturulması ve olası mali zorlukların ortak fonlarla aşılması hedefleniyor.
Forumun genel değerlendirmesi, iki ülkenin sadece ticari ya da askeri bir işbirliği değil, aynı zamanda “daha kapsayıcı bir Güney liderliği” vizyonu etrafında birleştiğini gösterdi. Uzmanlar, Ankara‑Jakarta ilişkilerinin ortak diplomatik mekanizmalar, esnek “a la carte” yaklaşımları ve sürdürülebilir enerji projeleriyle yeni bir döneme gireceğini ve bu sürecin bölgesel istikrarı da olumlu yönde etkileyeceğini belirtiyor.