Türkiye genelinde 9 bin 645 farklı etkinlik düzenlenirken, bu organizasyon 50 bin 400 sanatçıyı bir araya getirdi. Konserler, sergiler, atölye çalışmaları, tiyatrolar, operalar ve baleler gibi çok çeşitli sanat dalları, şehirlerin kültür haritasına yeni bir soluk getirdi. “Bu festival, Türkiye’nin kültürel çeşitliliğini küresel bir sahneye taşıyor” diyerek Kültür ve Turizm Bakanı festivalin önemine vurgu yaptı.


Festival, yalnızca sanatsal bir buluşma noktası olmakla kalmadı; aynı zamanda yerel ekonomilere milyarlarca lira tutarında ivme kazandırdı. Bakanlığa verilen bilgiye göre, etkinlikler sırasında konaklama, yeme‑içme ve ulaşım sektörlerinde 2,5 milyar TL ekstra ciro sağlandı. Bu da özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için önemli bir canlanma anlamına geliyor. Şehir yöneticileri, festivale ev sahipliği yapan bölgelerde turizm potansiyelinin %18 oranında artış gösterdiğini belirtti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2026 yılında festivali 26 şehre taşıyarak kapsamını iki katına çıkarmayı planlıyor. Yeni dönemde hedeflenen rakamlar: 15 bin 000’dan fazla etkinlik ve 80 bin sanatçı katılımı. Ayrıca, dijital platformlar üzerinden sanal sergiler ve canlı yayınlar da eklenerek, festivalin küresel izleyici kitlesi genişletilmesi amaçlanıyor. Uluslararası kültür kurumlarıyla yapılacak işbirlikleri sayesinde, Türkiye’nin kültür turizmi alanında bir cazibe merkezi haline gelmesi hedefleniyor.
Festival süresince yapılan anketlerde, %92 katılımcının etkinliklerden memnun olduğu ve %87’sinin gelecekteki festivallere katılmak istediği belirtildi. Yerel halk ise, “Şehrimizde böyle bir etkinlik görmek gurur verici, gençlerimiz ve sanatseverlerimiz çok mutlu oldu” şeklinde görüşlerini paylaştı.
Türkiye Kültür Yolu Festivali, sadece bir sanat şenliği olmaktan öte, kültürel diplomasi, ekonomik canlanma ve turistik cazibe yaratma işlevi gördü. 2026’da daha geniş bir coğrafyada devam edecek olması, ülkenin kültür‑turizm stratejisinde kilit bir adım olarak değerlendiriliyor.