Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, ülke genelinde 1.001 halk eğitim merkezi ve 30 olgunlaşma enstitüsü olmak üzere toplam 1.031 yaygın eğitim kurumunu yönetmektedir. Ayrıca örgün eğitim dışındaki bireylere 5 açık öğretim okulu aracılığıyla yeniden eğitim alma fırsatı sunulmaktadır.
Genel Müdür Cengiz Mete, “Bizim halk eğitim merkezlerimizdeki kursların tamamı yüz yüze yapılan faaliyetlerdir. Katılımcılar ilgi ve ihtiyaç duydukları alana başvurarak sınıflarda eğitimlerine devam ederler.” şeklinde açıklama yaptı. Mete, aynı zamanda yurt içi ve yurt dışı HEMBA (Halk Eğitim Merkezi Bilişim Ağı) projelerinin, vatandaşların evlerinden, ofislerinden ya da başka bir konumdan uzaktan eğitim alabilmelerine olanak tanıdığını belirtti.

2023‑2024 eğitim yılı için kurslara ayrılan bütçe yaklaşık 23 milyar TL civarındadır ve bu bütçenin %90’ı hâlihazırda harcanmıştır. Mete, “Bu bütçenin büyük bir kısmı eğitmenlerin maaşları, sosyal güvenlik primleri ve diğer giderler için kullanılıyor. Katılımcılardan hiçbir ücret talep edilmiyor; kurslar tamamen ücretsizdir.” dedi. Avrupa’da ve dünyada bu ölçek ve çeşitlilikte bir modelin bulunmadığını vurguladı.
Kurslara başvuru e‑Devlet üzerinden dijital olarak yapılabilmekte ve başvuru sonrası kursun nerede ve ne zaman açılacağına dair bilgi otomatik olarak iletilmektedir. Normal kurslar için en az 12 kişi şartı aranırken, okuma‑yazma kursları, özel eğitim gerektiren bireyler, hükümlü ve tutuklu kişiler için herhangi bir sayı şartı yoktur. Olağanüstü durumlarda ise valilik ve kaymakamlık kararıyla bu sayı 7’ye kadar düşürülebilmektedir.
Emine Erdoğan’ın başlattığı okuma‑yazma seferberliği sayesinde, son on yılda 2.389.000 kişi okuryazar hâle gelmiştir. Toplamda 52 milyon vatandaş, çeşitli yaş gruplarında ve eğitim seviyelerinde bu kurslardan faydalanmıştır. 2025 yılına kadar 118.000 yeni katılımcının daha okuryazar olacağı öngörülmektedir.
Bu yıl itibarıyla hâlihazırda 6,8 milyon kursiyere hizmet verilmekte olup, yıl sonuna kadar bu sayının 7 milyon civarına ulaşması hedeflenmektedir. Uzmanlar, bu eğilimlerin Türkiye’nin okuryazarlık oranını artırarak sosyal ve ekonomik kalkınmaya önemli bir katkı sağlayacağını belirtiyor.
Halk eğitim merkezlerinin sağladığı bu geniş çaplı okuma‑yazma programları, bireylerin yaşam kalitesini yükseltirken, ülke genelinde bilgiye dayalı bir toplum oluşturma yolunda kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.