Türkiye’de Yıllık 500 Bin Buzağı Kaybı ve Et Tüketimindeki Çelişkiler

Türkiye’de Yıllık 500 Bin Buzağı Kaybı ve Et Tüketimindeki Çelişkiler
Yayınlama: 25.11.2025
3
A+
A-

USDA, Türkiye’nin yıllık buzağı kaybının 500 bini aştığını ve ithal edilen sığır sayısına yaklaştığını açıkladı. Yüksek et tüketimi ve verimsiz hayvancılık politikaları, hayvan envanterinde kritik bir azalmaya neden oluyor.

USDA Raporu ve Buzağı Kayıplarının Büyüklüğü

ABD Tarım Bakanlığı (USDA), dünyanın ikinci en büyük canlı hayvan ithalatçısı konumundaki Türkiye’nin yıllık buzağı kayıplarının 400‑500 bin arasında olduğunu ve bu sayının ithal edilen sığır sayısına neredeyse eşit olduğunu raporladı. Raporda, “verimsiz yerel üretim politikaları, zayıf hayvan sağlığı ve yetersiz çiftlik yönetimi, sürü sayılarının artmasına tarihsel olarak yardımcı olmamıştır” denildi.

Bu durum, sadece hayvan kayıplarını artırmakla kalmıyor, aynı zamanda girdi maliyetlerinin yükselmesi ve karlılık sorunlarının derinleşmesiyle çiftçileri sürülerini tasfiye etmeye zorlıyor.

Et Tüketimi ve İthalatın Rolü

Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Birliği’ne göre, kişi başına yıllık et tüketimi 51 kilogram’a ulaşmış durumda. Bu miktarın 20 kilogramı sığır eti, 22 kilogramı tavuk eti, 7 kilogramı koyun eti ve 2 kilogramı keçi eti olarak dağıldığı bildirildi. Ancak, sektör temsilcileri bu rakamın gerçek tüketim seviyesini yansıtmadığını ve kayıt dışı ithalatın bu verileri şişirdiğini vurguluyor.

İthalatın artışı, özellikle besi sığırı ithalatına odaklanılmasıyla, yerli üretimin rekabet gücünü azaltıyor. USDA raporu, Türkiye’nin 2024 yılında 788 milyon dolar değerinde hayvan ithalatı yaptığı ve bu tutarın %60’ının yem gibi hammadde ithalatına gittiğini ortaya koydu.

Sığır Envanterindeki Düşüş ve Nedenleri

Rapor, 2026 yılında Türkiye’nin sığır envanterinin düşüş göstermesinin yüksek kesim eğilimleri, artan üretim maliyetleri ve düşük karlılıktan kaynaklandığını belirtiyor. Özellikle şap hastalığı salgınları, Haziran 2025’te yoğun kesim ve düşük doğum oranlarına yol açarak sığır sayısının daha da azalmasına neden oldu.

Doğum sonrası ölüm oranının %10‑15 civarında olduğu ve bu oranın dünya ortalamasının çok üzerinde olduğu vurgulandı. Bu yüksek mortalite, verimsiz süt ineği üretimi ve yüksek yem maliyetleri ile birlikte sektörde sürdürülebilir bir kriz yaratıyor.

Kırmızı Et ve Süt Arzındaki Tehditler

Uzmanlar, mevcut trendlerin yalnızca mevcut hayvan sayısını azaltmakla kalmayıp, gelecekteki üretim kapasitesini de ciddi şekilde tehdit ettiğini belirtiyor. Damızlık hayvanların kesilmesi, sektörün uzun vadeli sürdürülebilirliğini zayıflatarak kırmızı et ve süt arzında kıtlıklara yol açabilir.

“Bu eğilim, hayvan sağlığını koruma ve verimli çiftlik yönetimi politikalarıyla kırmızı et ve süt arzının güvence altına alınması gerektiğini gösteriyor” şeklinde bir uzman yorumu eklendi.

Gelecek Perspektifi ve Politik Öneriler

Rapor, Türkiye’nin hayvancılık politikalarını yeniden gözden geçirmesi ve yerli üretimi teşvik edecek, ithalat bağımlılığını azaltacak stratejiler geliştirmesi gerektiğini vurguluyor. Özellikle yem maliyetlerinin düşürülmesi, hayvan sağlığı hizmetlerinin iyileştirilmesi ve sürdürülebilir çiftlik yönetimi eğitimlerinin yaygınlaştırılması öneriliyor.

Bu adımlar, hem kırmızı et hem de süt arzını güvence altına alacak hem de buzağı kayıplarını azaltarak hayvancılık sektörünün uzun vadeli kârlılığını yeniden tesis edecektir.

Bir Yorum Yazın


Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.