20 yıl önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın girişimleriyle başlatılan Medeniyetler İttifakı, Tunus’ta düzenlenen ve Dışişleri, Göç ve Yurtdışındaki Tunuslular Bakanı Mohamed Ali Nafti’nin ev sahipliğinde gerçekleşen bir sempozyuma ev sahipliği yaptı. Etkinlikte Milli Eğitim Bakanı Noureddine Nouri, Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Miguel Angel Moratinos, ICESCO Genel Direktörü Salim Al Malik ve İİT Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Yousef Al‑Dobaey gibi uluslararası isimler de bulunuyordu.

Demircan, “Göç, medeniyetler arası temasın en yoğun yaşandığı alandır” diyerek konuşmasına başladı ve Medeniyetler İttifakı’nın 20. yıl dönümünü hatırlattı. 20 yıl önce Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin İspanya Başbakanı Luis Rodriguez Zapatero’nun gayretleriyle başlatılan bu girişimin, “medeniyetler çatışması” tezine karşı “medeniyetler ittifakı” vizyonunu küresel bir projeye dönüştürdüğünü vurguladı.
Ancak, uluslararası terörizm, insan kaçakçılığı, uyuşturucu trafiği, iklim krizi ve çevre kirliliği gibi küresel tehditlerin hâlâ devam ettiğini belirtti. Özellikle Filistin halkına yönelik soykırım politikalarının bölgesel barışı tehdit ettiğine dikkat çekti ve bu konudaki Tunus Hükümeti’ne teşekkür etti.
Türkiye, 5 milyonu aşkın sığınmacıya ev sahipliği yaparak tarihî bir misafirperverlik örneği sergilemektedir. Suriyeli, Filistinli, Iraklı ve Afgan vatandaşlara sunulan eğitim, sağlık ve barınma hizmetleri, Medeniyetler İttifakı’nın “Göç ve Entegrasyon” hedefleriyle uyumlu bir şekilde yürütülüyor. Bu bağlamda Demircan, “Eğitim, önyargıları yıkmanın en etkin yoludur” diyerek Yunus Emre Enstitüleri aracılığıyla yürütülen dil ve kültür programlarının önemine değindi.
Türkiye, TRT World, TRT Arapça ve Anadolu Ajansı gibi medya kuruluşlarıyla çok sesliliği destekleyerek dezenformasyonla mücadele ve etik habercilik ilkelerini savunuyor. “Medya, halklar arasındaki diyaloğu pekiştirmek ve nefret tohumlarının ekilmesini engellemek için kritik bir araçtır” ifadeleriyle medyanın sorumluluğuna vurgu yaptı.
Sempozyumda, kadınların barışın ve diyaloğun sessiz kahramanları olduğu vurgulandı. Türkiye, KADEM (Kadın ve Demokrasi Derneği) aracılığıyla “Kadınlar ve Barış” girişimlerine aktif katkı sağlıyor. Gençlerin ise “değişimin anahtarı” olduğu, Medeniyetler İttifakı’nın Gençlik Forumlarıyla radikalleşme ile mücadele ettiği ve gençlerin şiddetten uzak, diyaloğa yakın tutmak için çeşitli programların yürütüldüğü belirtildi.
Göç, sadece nüfus hareketi değil, aynı zamanda kültürel, ekonomik ve sosyal etkileşimin katalizörüdür. Türkiye’nin barınma, eğitim ve sağlık hizmetleri, göçmen toplulukların yerel ekonomiye entegrasyonunu hızlandırmakta ve toplumsal uyumu güçlendirmektedir. Bu süreçte yeni iş olanakları, girişimcilik destekleri ve kültürel etkinlikler aracılığıyla karşılıklı fayda sağlanmaktadır.
Demircan, Medeniyetler İttifakı’nın temel direklerinin yeniden değerlendirilmesi ve değişen küresel koşullara uyumlu hale getirilmesi gerektiğini belirtti. Özellikle iklim değişikliği, dijital dezenformasyon ve güvenlik tehditleri konularında ortak politikalar geliştirilmesi çağrısında bulundu. Ayrıca, ittifakın “Kadınlar, Gençler, Eğitim ve Medya” alanlarındaki iş birliğinin derinleştirilmesi, uzun vadeli barış ve istikrarın teminatı olacaktır.
Demircan, “Bu duygularla sempozyumun yeni iş birliği fırsatlarına imkan sağlamasını diliyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı ve ev sahipliği yapan Mohamed Ali Nafti’ye, katılan tüm delegelere şükranlarını sundu.