Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Rusya‑Ukrayna savaşıyla ilgili müzakerelerde “Ukrayna’nın hangi tavizleri vermeye hazır olduğu sorusuna cevap vermesi gerekenler öncelikle Ukrayna Devlet Başkanı ile Ukrayna halkıdır” diyerek karar yetkisinin Ukrayna’da kalması gerektiğini belirtti. Merz, bu görüşlerini Berlin’de NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile ortak basın toplantısında yineledi.


Bu açıklama, bir yandan AB içinde “toprak tavizleri” konusundaki hassas dengeyi koruma çabalarını, diğer yandan da Ukrayna’nın kendi geleceğini şekillendirme hakkını vurgulayan bir politika mesajı olarak yorumlanıyor.
Merz, Berlin’de önümüzdeki hafta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer’in katılacağı bir Ukrayna zirvesi düzenleneceğini duyurdu. Zirvede, “Amerikan hükümetinin katılımı, ortak belgelerin hazırlanmasına bağlı” olduğunu ve Başkan Donald Trump ile yapılan telefon görüşmesinin “çok yapıcı” olduğunu belirtti. Bu süreç, AB‑ABD koordinasyonunun zorlayıcı ama kritik bir aşama olduğunu gösteriyor.
Merz, müzakerelerde üç temel hedefi sıraladı: ateşkes, Ukrayna için güvenlik garantileri ve Avrupa’nın çıkarlarının korunması. Ayrıca, Avrupa Birliği (AB) ve NATO’nun birliğinin tehlikeye atılmaması gerektiğini vurgulayarak, “Avrupalıların sürecin bir parçası olması çok önemli” dedi. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte de Almanya’nın savunma harcamalarına dikkat çekerek, “Almanya’ya güvenebiliyoruz ve Almanya da NATO’ya güvenebiliyor” şeklinde konuştu.
ABD’nin Ulusal Güvenlik Stratejisi’nde AB’ye yönelik eleştirileri gündeme geldi. Merz, “ABD‑Almanya ilişkilerinde şüphe duyacak bir nedenimiz yok” diyerek, iki taraf arasındaki iş birliğinin sürdürülmesi gerektiğini belirtti. Bununla birlikte, ABD’nin Tomahawk füzelerinin Almanya’ya yeniden konuşlandırılması taahhüdünü geri çekebileceği konusundaki endişelere de değindi.
Merz, “ABD hâlâ AB’yi bir devletler birliği olarak anlamakta zorlanıyor” ifadesiyle, transatlantik ilişkilerin hâlâ olgunlaşma sürecinde olduğunu hatırlattı. Bu bağlamda, Avrupa’nın kendi ayakları üzerinde durabilmesi için “güçlü bir Avrupa” hedefinin altını çizdi.
Avrupa Konseyi’nin önümüzdeki haftada Rus varlıklarının dondurulmuş kısmının Ukrayna için kullanılmasına ilişkin karar alabileceği öngörülüyor. Merz, “2026 yılının ilk çeyreği için yeterli finansman var, ancak yıl sonuna kadar ek kaynaklara ihtiyacımız var” diyerek, AB bütçesinden teminatlı bir kredi önerisi sundu.
Sonuç olarak, Merz’in açıklamaları, Ukrayna’nın toprak tavizi konusundaki karar sürecini Ukrayna’nın kendi liderliği ve halkına bırakırken, AB‑NATO iş birliğinin ve ABD‑Almanya ilişkilerinin de bu süreçte kritik bir rol oynayacağını ortaya koyuyor.