Umerov, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Polonya ve Finlandiya’dan gelen ulusal güvenlik danışmanlarıyla bir araya geldi. Toplantıya Avrupa Birliği (AB) ve NATO temsilcileri de katıldı ve ortak bir güvenlik çerçevesi oluşturma ihtiyacı vurgulandı.
Toplantının ana gündemi, Cenevre ve Florida’da kaydedilen müzakere ilerlemeleri ile Ukrayna’ya etkili güvenlik garantileri sağlanması oldu. Katılımcılar, mevcut barış planının nasıl güçlendirilebileceği ve Avrupa’nın süreçteki aktif rolünün önemi üzerine detaylı görüş alışverişinde bulundu.


Umerov, toplantının “uzun saatler” sürdüğünü ve “Cenevre ve Florida’daki müzakereler hakkında meslektaşlarına ayrıntılı bir güncelleme sunduğunu” belirtti. Açıklamasında, “Hem barışın sağlanması hem de gelecekteki güvenlik mimarisinin şekillendirilmesi açısından Avrupa’nın bu sürecin aktif bir parçası olarak kalması kritik” ifadesine yer verdi.
Umerov ayrıca, “Ukrayna ve tüm Avrupa’nın uzun vadeli güvenliği için gerçek ve etkili bir güvenlik garantileri çerçevesi geliştirmemiz gerekiyor” diyerek bölgesel güvenlik perspektifinin altını çizdi.
İki hafta önce ABD, Ukrayna’ya 28 maddelik bir barış planı sunmuş, bu plan bazı çevreler tarafından “teslimiyet şartları” olarak nitelendirilmişti. Ardından Cenevre ve Florida’da yürütülen müzakerelerle planın son hâli şekillendi.
ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve eski Başkan Yardımcısı Jared Kushner, 2 Aralık’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmek üzere Moskova’ya seyahat etti. Görüşmelerin ana konusu, “barış planının son versiyonu” oldu. Kremlin ise bu görüşmelerin “çok faydalı” olduğunu ancak Ukrayna’da savaşı sona erdirecek bir uzlaşmanın henüz sağlanmadığını belirtti.
Umerov, “Ukrayna için adil ve kalıcı bir barışa ulaşmak amacıyla yakın çalışma ve pozisyonlarımızı koordine etmeyi sürdürme konusunda mutabık kaldık” ifadelerini kullandı. Uzmanlar, bu tür çok taraflı güvenlik görüşmelerinin, özellikle AB ve NATO’nun desteğiyle, bölgedeki istikrarı artırma potansiyeline sahip olduğunu vurguluyor.
Toplantı, Avrupa’nın Ukrayna’nın güvenlik mimarisinde daha fazla söz sahibi olma isteğini ve aynı zamanda Rusya’nın olası tepkilerine karşı hazırlıklı olma stratejisini de gözler önüne serdi. Bu bağlamda, gelecekteki müzakere turunun daha kapsamlı bir güvenlik paketi sunması bekleniyor.