Yapay zekâ tabanlı analizler, Adana’nın Yüreğir ilçesini, ülkenin en zor yaşanabilir bölgesi olarak gösterdi. Daha önce aynı sistem, Yüreğir’deki 19 Mayıs Mahallesi’ni “Türkiye’nin en tehlikeli mahallelerinden biri” olarak adlandırmıştı; şimdi ise bütün ilçeyi aynı çerçeveye oturtuyor.


İnternet kullanıcıları, bu sonuçları ikiye bölünmüş bir şekilde karşıladı. Yüreğir sakinleri, yapay zekânın “bütün bir ilçeyi tek bir kategoriye koymasının” haksız olduğunu savunurken, bazı netizenler ise bölgenin sorunlarının gündeme gelmesinin olumlu bir adım olduğunu belirtti. “Veri seti nereden alındı? Model neye dayanıyor?” soruları sıkça dile getirildi.
Şehir planlaması ve veri bilimi uzmanları, yapay zekâ çıktılarının bağlam, veri kaynağı ve model seçimine bağlı olarak büyük dalgalanmalar gösterebileceğini vurguladı. “Bu tip listeler, resmi ya da akademik bir ölçüt olarak kullanılmamalıdır,” şeklinde uyarıda bulundular. Ayrıca sonuçların hiçbir resmi kurum ya da akademik çalışma tarafından doğrulanmadığını belirttiler.
Yüreğir’i olumsuz bir tabloyla anarken, aynı yapay zekâ Muğla’nın Datça ilçesini “Türkiye’nin en yaşanabilir ilçesi” olarak işaret etti. Datça’yı sevenler bu haberi “gülümseyen bir teselli” olarak nitelendirirken, yapay zekânın kültürel ve coğrafi farklılıklara nasıl yanıt verdiği tartışma konusu oldu.
Sonuç olarak, yapay zekâ destekli sıralamaların veri şeffaflığı ve metodolojik sağlamlık eksikliği, kamuoyunda güven sorunu yaratıyor. Bu tür iddiaların medya ve sosyal medyada yankı bulması, dijital okuryazarlığın ve veri eleştirisinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.