Haberler.com Haber Müdürü Olgun Kızıltepe ve Melis Yaşar‘ın sorularını yanıtlayan Yavuz Ağıralioğlu, Türkiye’nin kimlik temelli politikalarına karşı sert bir tutum sergiledi. Sorulan “Kürt vatandaşları Anahtar Parti’ye neden oy vermeli?” sorusuna, “Ben Kürt vatandaş niye oy versin sorusunu bile Kürt’e hakaret sayıyorum” diyerek yanıt verdi.

Bu yanıtın ardından Ağıralioğlu, kimlik sorularının bir doktor‑hasta ilişkisine benzetilerek “Bir doktor hastasına ‘sen Kürt müsün’ diye sorar mı?” sorusunu yöneltti ve siyasetin doktorluk mevkiine çekilmesi gerektiğini belirtti.
Demokrasi ve Zenginlik Vurgusu
Ağıralioğlu, “Daha iyi bir ülke, daha demokratik bir ülke, daha zengin bir ülke için kimseye ‘Sen Kürt müsün, Türkmen misin?’ sorulmamalı” diyerek, kimlik temelli soruların ülke bütünlüğüne zarar verdiğini ifade etti.
“Bu memlekette kimseye bir şey olunca ‘sen Kürt müsün, Alevi misin, Sünni misin’ denilmiyor, denemez kardeşim,” diyerek, tüm vatandaşların eşit haklara sahip olması gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı ve Tüm Makamlara Katılım
Ağıralioğlu, “Cumhurbaşkanımız var, Kürtlerden de cumhurbaşkanımız var, Türkmenlerden de var, Alevilerden de olsun. Kimse ‘Alevi misin senden olmaz, Kürt’ün senden olmaz’ diyemez” şeklinde, tüm vatandaşların siyasi temsil hakkını savundu.
Bu bağlamda, “Dünyanın medeni hangi ülkesinde böyle saçma sapan laflar mevzu edilebilir?” diyerek, uluslararası demokratik standartların Türkiye’ye de yansıtılması gerektiğini belirtti.
Parti Programı ve Kimlik Politikası
Ağıralioğlu, partilerinin siyaset anlayışını şöyle tanımladı: “Biz vatandaş diyeceğiz, mezhep, meşrep demeyeceğiz. Kimlik kavgası vermeyeceğiz.” Bu sözler, Anahtar Parti’nin kimlik temelli ayrımcılığı reddeden bir politikayı benimsediğini ortaya koyuyor.
“85 milyonu daha demokratik, daha zengin, daha huzurlu bir ülke idealine çağırıyorum” diyerek, ekonomik ve sosyal refah hedeflerini de kimlikten bağımsız bir çerçevede sunuyor.
Siyaseti Doktorluk Mevkiine Çekmek
Ağıralioğlu, “Bir doktor hastasına ‘sen Kürt müsün’ diyor mu? Bir hasta ‘bu doktor Kürt değil ben gitmeyeyim’ diyor mu?” sorusunu sorarak, siyasetin tarafsız, tedavi edici bir rol üstlenmesi gerektiğini vurguladı. “Haddini bilen bir siyaset vaat ediyoruz, herkes bize oy verebilir” diyerek, kapsayıcı bir politik mesaj sundu.
Son olarak, “Ben asılın millet olduğunu biliyorum, bu memleketin asılının vekiliyiz biz. Kürt’ün de vekiliyiz, Alevi’nin de, Sünni’nin de, dindarın da, modernin de, inananın da, inanmayanın da vekiliyiz” sözleriyle, tüm toplumsal grupları temsil etmeyi taahhüt etti.
Röportajın tamamını izlemek için tıklayın